Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu araştırmanın amacı, yatılı ilköğretim bölge okul yöneticileri ve öğretmenlerinin kendi algılarına göre tükenmişlik düzeylerini saptamaktır. Bu amaçla Diyarbakır il merkezi ve ilçelerindeki toplam 14 yatılı ilköğretim bölge okulunda görevli 47 okul yöneticisi ve 210 öğretmene anket uygulanmıştır. Bu araştırmada, Maslach ve Jackson tarafından geliştirilmiş olan, Maslach Tükenmişlik Envanteri (MTE) kullanılmıştır. MTE toplam 22 maddeden oluşmaktadır. Veriler bilgisayar ortamında SPSS paket programı kullanılarak çözümlenmiştir. Verilerin analizi sonucunda özetle şu sonuçlar elde edilmiştir: (1) Yatılı ilköğretim bölge okullarında görev yapan yöneticilerin kendi algılarına göre “duygusal tükenme” boyutunda %31.9’unun düşük düzeyde, %23.4’ünün orta düzeyde, %44.7’isinin yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıkları; “duyarsızlaşma” boyutuna ilişkin %21.3’ünün düşük düzeyde, %42.6’sının orta düzeyde, %36.2’sinin yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıkları; “kişisel başarı” boyutunda ise %31.9’unun düşük düzeyde, %23.4’ünün orta düzeyde ve %44.7’sinin de yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıkları saptanmıştır. (2) Yatılı ilköğretim bölge okullarında görev yapan öğretmenlerin kendi algılarına göre “duygusal tükenme” boyutunda %27.6’sının düşük düzeyde, %38.1’inin orta düzeyde, %34.3’ünün yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıkları; “duyarsızlaşma” boyutunda %31.4’ünün düşük düzeyde, %31.4’ünün orta düzeyde, %37.1’inin yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıkları; “kişisel başarı” boyutunda ise %26.7’sinin düşük düzeyde, %33.3’ünün orta düzeyde ve %40.0’ının da yüksek düzeyde tükenmişlik yaşadıkları saptanmıştır. (3) Eğitim düzeyine göre, yönetici grubunun “duygusal tükenme” ve “kişisel başarı” boyutlarına ilişkin algıları arasında anlamlı fark saptanmıştır. Fakat “duyarsızlaşma” boyutuna ilişkin algıları arasında anlamlı fark saptanmamıştır. (4) Eğitim düzeyine ve bulunan kademeye göre, öğretmen grubunun ise, tüm boyutlara ilişkin algıları arasında anlamlı fark saptanmamıştır. (5) Genel olarak okul yöneticileri ve öğretmenlerin tükenmişliklerine ilişkin algıları arasındaki anlamlı farkın sadece “duyarsızlaşma” ve “kişisel başarı” boyutlarında ortaya çıktığı, “duygusal tükenme” boyutunda ise anlamlı bir farkın ortaya çıkmadığı saptanmamıştır.
The aim of this research is to determine the administrators and teachers “burnout levels in boarding region primary schools” according to their own perceptions. For this reason, a questionnaire was administered to 47 school administrators and 210 teachers who were in charge in the 47 secondary schools in Diyarbakır city center and counties constitute the sample of the research. MBI include 22 items. Data have been analyzed by using SPSS package programme. These are the consequences of the analysis of the data: (1) It was determined that 31,9 % percent of the administrators had lived in low level, 23,4 % percent of whom had in medium, 44,7 % percent of whom had in high level of burnout for the dimension of “emotional exhaustion”; 21,3 % percent of the administers had lived in low level, 42,6 % percent of whom had in medium, 36,2 % percent of whom had in high level of burnout for the “depersonalization” dimension; 31,9 % percent of the administers had lived in low level, 23,4 % percent of whom had in medium, 44,7 % percent of whom had in high level of the burnout for the dimension of the “personal accomplishment”.(2) It was determined that 27,6 % percent of the teachers had lived in low level, 38,1 % percent of whom had in medium, 34,3 % of whom had in high level of the burnout for the dimension of the “emotional exhaustion”; 31,4 % percent of the teachers had lived in low level, 31,4 % percent of whom had in medium, 37,1 % percent of whom had in high level of burnout for the “depersonalization” dimension; 26,7 % percent of the teachers had lived in low level, 33,3 % percent of whom had in medium, 40,0 % percent of whom had in high level of the burnout for the dimension of the “personal accomplishment”. (3) As to the level of education variable, a meaningful difference was determined in their perception relating to “emotional exhaustion”, and “personal accomplishment” for group of administers. But as to the level of education, a meaningful difference was not determined in their perception relating to “depersonalization”. (4). As to the level of education and echelon, it was not determined a meaningful difference in their perceptions relating to all dimensions for group of teachers. (5). It was determined a meaningful difference between perceptions of administers and perceptions of teachers relating to dimensions of “depersonalization” and “personal accomplishment” in general. It was not determined generally a significant difference between administers’ and teachers’ perceptions relating to “emotional exhaustion”.