Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu makale, üstkurgu kavramıyla ilgili yapılan tanım ve yaklaşımlardan kaynaklanan karmaşıklığıele almakta ve bunlarıirdeleyerek daha genel ve kapsayıcı bir tanıma ulaşmaya çalışmaktadır. İlk kez 1970’de William Gass tarafından kullanılan bu kelime, roman / kurgu içinde yeni bir şey olarak görüldü ve postmodern romanların bir özelliği olduğu düşünüldü. Oysaki 19. yüzyılla başlayan ve ikinci yarısından sonra şiddetlenerek devam eden sosyal, kültürel ve felsefi anlamda köklü bir dönüşümün yaşandığı bir ortamda edebiyatın yeni perspektiflerle algılanması birtakım karışıklıklara neden olmuştu. Üstkurgu da bunlardan kendi nasibini almıştır. Üstkurgu kelime olarak yeni olmasına karşın uygulaması çok eskilere uzanır ve bundan ötürü hep kendisi için çizilen çerçevelerin dışına çıkmıştır. Dolayısıyla, bu kavramı‘kurgu’ ile beraber ele alarak daha geniş sınırlar içinde görmek bu karışıklıkları oldukça azaltacaktır.
This article deals with the complexities that arise from the definitions of metafiction and the approaches to it, and tries to reach a more general and comprehensive definition by studying them. The term first used by William Gass in 1970 has been seen as a new thing for novels / fictions and it has been thought to be a characteristics of postmodern novels. However, in such an atmosphere where a very radical transformation beginning at 1900s and going on at the second half much more severely in social, cultural and philosophical ways occurred, the fact that
literature was perceived with new perspectives led to a set of confusions. Metafiction has had its own share of them. Athough metafiction as a term is a new one, its application dates back early times and so it has constantly gone out of its frame drawn for itself. Accordingly, to see this term in wider borders by handling it with ‘fiction’ together will decrease these confusions considerably.