Makale özeti ve diğer detaylar.
Benim Adım Kırmızı, Orhan Pamuk'un minyatür-resim zıtlığı/karşıtlığı ekseninde, Müslüman sanatkârın âlemi, insanı ve tabiatı algılayış ve resmediş tarzını, birbirine çeşitli vesilelerle bağlanan üç ayrı olay örgüsüyle sorguladığı romanıdır. Romanda konuşturulan anlatıcılara göre, bu idrak ve ifade ediş sürecinde belirleyici olan, neyin gerçek ve değerli olduğu, insanın âlemde ne kadar ve ne önemde yer işgal ettiği sorunudur. Bu anlatıcılara göre Doğulu nakkaşlarla Batılı ressamların eserleri arasındaki en büyük ve esaslı fark bakış tarzıdır. Müslüman bir sanatçının (özelde nakkaşın) kendisine has bir rengi, sesi, tavrı veya üslûbu olup olamayacağı problemi de, romana ikinci büyük tem olarak girer. Çalışmada, Benim Adım Kırmızı'da yer alan bu iki temel konu üzerinden yapılan sanatsal tartışmaların, Doğu-Batı kıyaslamalarının romanın kurgusunda yüklendiği görevler ve Batılılaşma problemine yaptığı göndermeler söz konusu edilecektir.
Benim Adım Kırmızı (literally My Name is Red) is the book in which Orhan Pamuk discusses, by narrating three different events linking to each other in some way, how a Muslim artist comprehends and depicts the universe, human being and the nature within the framework of the contradiction between the painting and miniature According to the narrators in the novel, the significant or characteristic thing in this process of cognition and expressing is the matter of what is real and valuable and also how much and to what extent a human being occupies a place in the universe. To those narrators, the greatest and the basic difference between the works of the Eastern painters (muralists) and the Western artists is the point of view. The matter of whether a Muslim artist (specially the muralist) has a particular manner, attitude, voice or style of his own appears to be another main theme of the novel. In this paper, it will be discussed that how the artistic debates and the comparison between the East and the West by considering the two basic subjects mentioned in Benim Adım Kırmızı play a role in the setting of the plot and also their references to the issue of Westernization.