Makale özeti ve diğer detaylar.
Kütahya'da daha çok "Hüdâ Rabbim" unvanıyla tanınan Kütahyalı Gaybî Sun'ullah Efendi, XVII. yüzyıl mutasavvıf şâirlerindendir. 1649'da babasının tavsiyesiyle İstanbul'a gitti. Burada hocası İbrahim Efendi'ye intisâb eden Gaybî, İbrahim Efendi'nin dergâhında altı sene kalarak, çile doldurdu, onun halifesi oldu. Samimi ve anlaşılır bir Türkçe ile duygularını ifade ederek iyi bir Yunus takipçisi olduğunu gösterdi. Şiirlerinde, hem hece veznini hem de aruz veznini kullandı. Divanında, 99 beyitlik "Keşfü'l-Gıta" adlı meşhur bir kasîde bulunmaktadır. Gaybî'nin tanınmış şiirlerinden biri olan Keşfü'l-Gıta'da, yaratılışa ait özel konular ele alınmıştır. Bu şiir, bazı müstensihler (el yazısı ile yazarak eseri çoğaltan yazıcılar) tarafından ya Divan'ın başında ondan bir parça olarak ya da sonunda bir devamı şeklinde nüshalara alınmıştır. Bu şiir, içerik itibarı ile Gaybî Divanı'nın özeti olarak kabul edilebilir. Gaybî, kâinattaki bütün varlığı Allah'ın tecellisi yani değişik suretlerdeki görüntüsü veya yansıması olarak kabul eder. Şâir, ünlü kasidesinin ilk beytinde, eşyânın görünen ve görünmeyen yüzünde Hudâ'dan başka bir hakikat bulunmadığı ve her şeyin tek varlıktan ibaret olduğu ifâde edilmektedir. Kasidenin ilk beyti, şâirin bütün fikirlerinin özeti olarak kabul edilir. Biz yazıda, bu şiirin genel muhtevasından ve bazı beyitlerinde ele alınan konular üzerinde durulacaktır.
Ratherly known with the title "Hüdâ Rabbim", Sun'ullah Gaybî Effendi from Kütahya, was one of the mystic poets of the XVII. Century. In 1649, with his father's suggestion, he went to İstanbul. There he joined the service of his hodja, İbrahim Effendi. He stayed in İbrahim Effendi's dervish lodge for six years and underwent a period of suffering and then became his caliph. With his frank and understandable Turkish, he proved that he is a good follower of Yunus Emre. In his poetry, he used both syllabic meter and aruz (a prosody written according to the rules of classical Ottoman poetry) meter. Among his collected poems, there is famous qasida, called Keşfü'l-Kıta, with 99 verses. One of the well-known poems of Gaybî, Keşfü'l Kıta deals with the special topics concerning the creation. This poem was copied by the scribers (the writers who copy the work by handwriting) either in the introduction of the collected poems as a part of it or in the end as an extension. This poet, in consideration of its content, can be accepted as the summary of Gaybî's collection of poetry. Gaybî sees all the existences in the universe as the manifestation of God, in other words, as different images, manners and reflections of him. In the first verse of his famous ode, the poet expresses that on the visible and invisible faces of the object, there is no other truth other than God and everything else is composed of his only one actuality. The first verse of the qasida is accepted as the summary of all the ideas of the poet. We are going to discuss this poem's general content and topics in some of its verses .