Makale özeti ve diğer detaylar.
Sadaka kültürü, güncel siyasi söylemlerden sosyal politika literatürüne kadar sıklıkla ifade edilen bir kavramdır. Ülkemizde, başlangıçta UNDP tarafından ortaya konulan “Fighting Poverty-A Matter of Obligation NOT CHARITY” (Yoksullukla Mücadele- Hayırseverlik değil, Bir Yükümlülük Meselesidir) sloganıyla “hayırseverlik” şeklinde çevirisi yapılan “charity” kelimesi, giderek “sadaka kültürü” ifadesi ile karşılanmaya başlanmıştır. Bu kavramın temsil ettiği devlet algısı ise vatandaşı ile arasında minnet ve lütuf ilişkisine dayalı bir sosyal yardım politikasına, hak temelli anlayışın karşısında bir devlete gönderme yapar.
Öte yandan, sadaka kavramı, sadece lütuf olarak verilen hayır amaçlı ve kişinin vicdanına dayanan gönüllü bir sarfiyat alanını kapsamamaktadır. Sadaka kavramının içinde hem vicdani alana giren “sadakatu’t-tatavvu”, hem de belli bir maddi duruma sahip birey ve devletin yükümlülüğü olarak tanımlanan “zekât” yer almaktadır. Zekât ise hak sahipleri ve oranları tanımlanmış, kurumsal bir biçimde yürütülmüş ve/veya tasarlanmış bir sistemdir.
Bu makalede, hak temelli anlayış ile tamamen zıt bir kutbu oluşturmayan sadaka olgusu ve anlayışı, özgün içerik ve kapsamı ile aktarılmak suretiyle kavramsal bir berraklık oluşturulmaya çalışılmıştır.
The culture of sadaga is a widely used concept both in daily political speeches and social policy literature in Turkey. At first people were using the term charity as it was expressed in a UNDP slogan as “Fighting Poverty-A Matter of Obligation NOT CHARITY”, but afterwards the same concept was begun to be expressed with the term “culture of sadaga”. The state perception that this term represents is referring to a state which forms its social policy on the the gratefulness of its citizens, and does not grant social assistances as a right.
On the other hand, the concept of sadaga does not only mean a voluntary grant of an assistance, but also contain a mandatory assistance type for the state and the citizens called “zakat”. Zakat is a system where the beneficiaries and the rates are determined and sustained on an institutional basis.
In this paper, the concept of sadaga which is indeed no an opposite of a right based system was tried to be clarified.