Makale özeti ve diğer detaylar.
Çeviribilim alanında yaşanan sorunların başında yazılı ve sözlü çeviri arasındaki benzerlik ve farkların henüz tam tanımlanamamış olması yer alır. Bu durum, hem çevirmen yetiş-tirmede, hem de çeviri dünyasının çevirmen algılamasında sorunlara yol açmaktadır. Yazılı çeviri eğitimi almış ve sözlü çevirmen özelliği olmayan çevirmenlerden profesyo-nel sözlü çeviri yapmalarının beklenmesi, ya da tersine, sözlü çeviri eğitimi almış ve yazılı çevirmen niteliklerine sahip olmayan çevirmenlerden yazılı çevirilerin beklenmesi önemli bir paradoks olmaya devam etmektedir. Oysa yazılı ve sözlü çevirmenler aynı çeviri işini yapsalar da, çok farklı özellikler ve bilgi donanımlarına sahip olmalıdırlar. Bu durum çevirmen eğitiminde belli bir noktadan itibaren bir ayrışmanın gerektiğini ortaya koymaktadır. Fakat bu ayrışmanın ve iki çevirmen türü arasındaki kuramsal ve yöntemsel farkın ne olduğu konusu iyice anlaşılmadan böyle bir ayırımın yapılması çevirmen profi-linin sağlıklı yetişmesini olumsuz etkileyebilmektedir. Bu makale, çeviri alanında yukarı-da sözünü ettiğimiz ikilemi gidermek ve çevirinin ilgili alanları için sağlıklı bir çevirmen profili yetişmesine katkı sağlama amacını taşımaktadır.
The main problems experienced in the field of Translation and interpreting are emerged from not yet fully identificated similarities and differences between oral and written trans-lation. This situation lead to problems in the education of the translator and the translator perception of the translation world. It still continues to be a paradox to expect verbal translation from the translators trained for written translation and are non-professional interpreters, or on the contrary to expect written translations from the interpreters trained to be an interpreter who does not have the expected characteristics of the written translator. However, translators and interpretors do the same translation job, they should have very different features and information background. This shows that from a certain point of the translator training a divergence is also necessary. However, this type of differentia-tion without distinguishing the subject of theoretical and methodological difference be-tween two types of translators or interpreters thoroughly could effect the proper training of translators negatively. This article intended to resolve the above-mentioned dilemma at the areas of the translation and contribute the training of the qualified translators in the field of and translation.