Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu makalede âyetler ısığında Müslümanların tekfir meselesi konu edilmis ve su sonuçlara ulasılmıstır: Küfür, insanın sonradan kazandığı bir vasıftır. Zira her insan fıtrat üzere doğmaktadır. Baskalarını küfürle itham etmek anlamına gelen tekfir dünyada ve ahirette son derece ağır sonuçlar doğuran bir hükümdür ve gözetilmesi gereken bir takım ön sartları bulunmaktadır. Tekfirin âlimler arasında ittifak edilen bazı sartları olduğu gibi, üzerinde ihtilaf bulunan bazı sartları da bulunmaktadır. Makalede bu sartlar ve etrafındaki görüĢler detaylı bir sekilde ele alınarak bunlar karsılastırılmıstır. Tekfir dairesinin sınırını daraltan pek çok rivayet bulunmaktadır. Bu rivayetler de makalede ayrıntılı bir sekilde değerlendirilmistir.
The Messenger (PBUH) said: “He who says to his brother „O Disbeliever‟, then it returns upon one of them.” He also said: “And he who accuses a believer of Kufr (disbelief) then it is like killing him.”
Scholars of Islam discuss the conditions for the judgment of the “takfeer.” For instance, account will not be taken of the appearance of an action of kufr for the one who did not intend to leave Islam by it and enter into kufr, and likewise account will not be taken of a word spoken by a Muslim which is a saying of kufr, when he does not believe what it means.
Main points in this research:
As Prophet Mohammed PBUH said (No child is born but upon Fitra), Fitra here is Islam, So “Kufr” is not the nature of the humans.
There are two types of “Kufr”, one is expelling from Islam, and other is not.
There are some conditions for the judgment of the “takfeer.”
The Scholars of Islam agreed to some of these conditions and disagreed to others.