Makale özeti ve diğer detaylar.
Ernest Gellner, muhtemelen, ulusçuluk teorileri alanındaki en etkili yazardır. Son otuz yılda üretilen çalışmalarda, Gellner‟in ulusçuluk teorisinin yedi bin defa referans verilmiş olması, onun, özellikle de Uluslar ve Ulusçuluk isimli kitabının, bu alan için ne anlam taşıdığını göstermektedir.
Gellner‟in ulusçuluğa yaklaşımı esas itibarıyla, sanayi devriminin zorladığı değişim üze-rine kuruludur. Gellner, ulusçuluğun tarımsal ve dinî topluluktan, endüstriyel topluma geçişle ortaya çıktığını savunur. Bu, hareketli işgücüne dayanan, dolayısıyla da ortak bir eğitime ve ortak bir dile bağlı olan modern ihtiyaçlara karşı kendiliğinden gelişen bir cevaptır. Kitle eğitiminin rolü, sanayi toplumunun kolaylıkla ikame edilebilen yarı-eğitimli işgücüne duyduğu ihtiyaçla ilişkilidir. Sanayileşme sayesinde insanlar doğumdan gelen dikey haklar silsilesine göre şekillenen toplumsal yapıdan, yatay kültür odaklı bir toplumsal yapıya evrilerek, bireyselci ve eşitlikçi ilkeler doğrultusunda yönetilmeye başlamıştır. Bu sosyo-politik ihtiyaçlar bizi, modern politik yaşamda ulusçuluğa götür-mektedir.
Bu makaledeki başlıca amacımız, Gellner‟in “modernist” teorisini, onun yoğunlaştığı ve vurguladığı noktalar üzerinden değerlendirmektir. Çalışmamız, bazı eleştirel değerlendir-melerle nihayete ermektedir.
Ernest Gellner is probably the most influential author in the field of nationalism studies. In the last 30 years, his theory of nationalism has been referred more than seven thousand times by many scholars. This shows what Gellner‟s Nations and Nationalism means for nationalism theories.
His approach to nationalism is based on the change, forced by industrial revolution. Ac-cording to Gellner, nationalism stems out the transition of an agrarian-religious society into an industrial society. It is a self-generated response to the modern need for a mobile labor force, which requires a common education in a common language. The role of mass education is related to the industrial need for a semi-skilled labor force that must be easily replaceable. With industrialism, peoples moved from a vertical status-centered social structure to a horizontal culture-centered social system, governed by individualistic and egalitarian principles. This brings us to nationalism as a socio-political need, under the modern political life.
In this paper, it‟s the main purpose to evaluate Gellner‟s “modernist” theory with his focuses and emphasizes. The study ends with critical estimations.A