Makale özeti ve diğer detaylar.
Gerek Anayasamız ve gerekse 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre vakıf üniversiteleri, kazanç gayesi güden özel okul niteliğine sahip değildir. Vakıf üniversitelerinin gelir sağlama amacı gütmeyen ve kamu yararına hizmet yapan kurumlar statüsünde bulunması, bu kurumların ticarethane sayılan işletmeler dışında kalmasını sağlamaktadır. İlgili mevzuatta vakıf üniversitelerinin kazanç gayesi gütmelerinin yasaklanmış olması, aksi yönde faaliyette bulunan üniversitelerin vergi kanunlarında yer alan istisnalardan yararlanmama dışında çok daha ağır bir yaptırım olan "faaliyetten alıkoyma ve kapatılma" yaptırımları ile karşı karşıya kalmalarına yol açar. Mevzuatta bu kurumların kazanç gayesi ile çalışamayacaklarına yönelik düzenlemenin yer almasının, vakıf üniversitelerinin ticari faaliyette bulunamayacaklarını göstermediği gerekçesiyle, bu üniversitelerin KDV Kanununun 17/1 inci maddesine yazılı istisnadan faydalanamayacaklarını söylemek mümkün olmadığı gibi doğru ve yasal da değildir. Tek başına ticari faaliyette bulunmak, söz konusu istisnadan yararlanmamak için yeterli değildir. Sorun, vakıf üniversitelerinin ticari faaliyette bulunan bir işletme olup olmadığı değil; kazanç gayesi güden bir ticari işletme mi, yoksa kanunla kurulmuş, kamu hizmeti veren bir kamu tüzel kişisi olarak ilim, fen ve güzel sanatları yaymak ve teşvik etmek amaç ve görevi de olan, sosyal ve kültürel amaçlarla çalışan bir kurum mu olduklarıdır. Bizim görüşümüz, ikincisi yönündedir.