Makale özeti ve diğer detaylar.
Henry Corbin’in ‘kuş döngüsü’ (cycle de l’oiseau) olarak isimlendirdiği kuş risaleleri, bilhassa ortaçağda İslam âlimleri tarafından mükerreren kaleme alınmıştır. İbni Sina ve Gazali’nin Risaletü’t-Tayr, Feridüddin Attar’ın Mantıku’t-Tayr, İbnü’l-Arabî’nin Anka’ü Muğrib şeklinde isimlendirdiği seyr-i sülûk
hikâyelerinin bir diğeri de Şehabeddin Sühreverdî’ye ait olan Safir-i Simurg isimli eserdir. Sühreverdî’nin ruh yolculuğunu ele aldığı söz konusu sembolik ve tasavvufî hikâye, İbni Sina’nın Risaletü’t Tayr isimli eserine dayanmakta olup, risalenin kendisinden sonra aynı konuda kaleme alınmış eserlere ışık tuttuğu bilinmektedir. ‘Fenâ fi’l-Hakk’ ya da ‘fena fillâh’ şeklinde ifade edilen, nihai gayeye erişme
arzusuyla Sûfî yani sâlik’in belli makamları kat ederek yol aldığı ‘insan-ı kâmil’ yolculuğu bu çalışmada farklı bir boyutuyla ele alınacaktır. İslam mistisizminde bir zamanlar cennet kapısının bekçiliği vazifesini ifa ederken şeytanın kışkırtmasıyla Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın cennetten kovulmalarına sebep olan tavus kuşu, bir anlamda insanoğlunun mütemadiyen ve mebzulen yaşayacağı buhranlara, hayat
mücadelelerine, nefes aldıkça devam edecek sıkıntı ve huzursuzluklara kapı aralamıştır. Ancak tavus kuşunun söz konusu basiretsizliğini müteakip gelen düşüş nihai bir düşüş olarak insanoğlunun omuzlarına yüklenmeyerek Rahman ve Rahim sıfatlarına sahip Yaratıcının inayetiyle ikinci bir şans tanınmıştır Âdemoğlu’na. Söz konusu şans, risalelerde Simurg ya da Anka gibi isimlerle zikredilmiş efsanevi kuş ile sembolleştirilen, Yaratıcı’da yok olmayı dünyadayken başarabilme ve böylelikle hem dünya hem de ukbâ hayatını güzelleştirebilme yolculuğuyla ilgilidir.
The treatises of birds which Henry Corbin called them ‘bird-cycle’ were written out traditionally by Muslim intellectuals especially in Medieval times. Sayr al-suluq stories that Avicenna and Algazel named ‘Risalat al-tair’, Ferid al-Din Attar named ‘Mantıq al-tair’ and İbn al-Arabi named ‘Anqa almughrib’ and another one belong to Shihabaddin Sohrawardi was ‘Safir-i Simurgh’. As stated symbolic and mystic story which approached about journey of soul by Sohrawardi is both took Avicenna’s
treatise and also lighted the following treatises about the subject. Connoted as ‘fanā fillah’ or ‘fanā fil haqq’, the journey of Sufi (salik) who has desire to reach to the ultimate goal and passes some stages (maqamat) on the road to be ‘al-insan al-Kamil’ is about to consider with different dimension in this study. In Islamic mysticism, when it was once a gate keeper of paradise, the peacock conduced Adam and Eve to be expelled from paradise with an incitement of Satan and in this way it caused continual and dreadful life struggles, unrests, difficulties for all humankind. Coming descent after this imprudence of the peacock is not eternal for human beings and Allah with his title of al-Rahman and al-Rahim gives a second chance to them. This chance is about a journey of being lost in God in this world symbolised with a mythical bird called Simurgh or Anqa and achievement of this journey will bring peace and convenience both in this world and eternal life.