Makale özeti ve diğer detaylar.
Semerkand, Türk Kültür tarihi için Asya tarihi coğrafyasındaki en önemli kentlerden birisidir. Kent peyzajını oluşturan tarihi yapıların, eş zamanlı veya daha sonraki yüzyıllarda İran ve Anadolu'da inşa edilen yapılarla kaynaklık ya da gelenek ilişkilerini belirlemesi açısından; onun da ötesinde daha doğuda Karahanlı coğrafyasındaki daha eski Türk mimarlık eserleriyle Anadolu arasındaki köprüyü oluşturması bakımından önemleri büyüktür. Kentin kuzeyinde kalan tarihi Afrâsiyâb höyüğü üzerinde yer alan ortaçağ dokusu içindeki yapılar arasında da Şah-ı Zinde yapıları özellikle önem taşırlar.676 yılında , Maveraünnehirde Müslümanlığın yayılmasına çalıştığı sırada öldüğü rivayet edilen Hz. Muhammed'in yeğeni Kasım b. Abbas (Kussam ibn'- el Abbas abd'- el Muttalib)'ın mezarının etrafında daha sonraki dönemlerde yapılan türbelerle oluşan bu yapılar topluluğu, Kasım b. Abbas'ın şehit olmasına izafeten Bakara suresi'nin 154. ayetinden hareketle Şah-ı Zinde (Yaşayan Şah) olarak isimlendirilmiştir. Kasım b. Abbas'ın mezarının üzerine 11.yüzyılda ilk türbe ve hemen yanına küçük bir mescid'in yapılmasının ardından 14. yüzyıldan sonra yoğun fakat seçkinci bir anlayış ve üslupla yeni türbeler ve bazı müştemilatları inşa edilmiştir.
Samarkand is one of the most important cities in the Asian geography, for Turkish cultural history. Therefore, it has arrived so far with a rich and important historical structure. Among the structures of the middle age patterns situated on the historical Afrasiab mound in the western part of the city, the Shah-Zinde Necropolis is the primary structure. This cluster of structures consisting of shrines built around the grave of Kasım b. Abbas (Kussam ibn'- el Abbas abd'- el Muttalib), Prophet Muhammad's nephew, allegedly having died in 676, in Transoxiana, while he was endeavoring to spread Islam, in the following years, was named as Shah-Zinde (Alive Shah) after the 154th verse of Surat Al Baqarah, about the death of Kasım b. Abbas as a martyr. After the first shrine on the grave of Kussam ibn Abbas and a small mosque next to it were constructed in the 11th century, there had not been built any other structure until the Timurid dynasty.