Makale özeti ve diğer detaylar.
Arnavutluk’un güneyinde Cer Dağının eteklerinde yer alan Delvine şehri, 1537’de kesin olarak Osmanlı idaresine girdi. Askerî ve stratejik açıdan önemli bir sancağın merkezi idi. Osmanlılar tarafından fethedildikten sonra İslam dini bölgede benimsenmeye başladı. Osmanlı idaresinde ekonomik ve idari bir merkez özelliği kazanan Delvine’de pek çok vakıf eseri meydana getirildi. Ne var ki bu vakıf eserlerinden hiçbiri günümüze ulaşamadı. Bununla beraber tarihî kayıtlardan bu vakıfların bir kısmını tesbit etmek mümkün olmaktadır. Arşiv belgelerinden II. Bayezid Camii, Mustafa Paşa Camii, Abdülkerim Camii, Sinan Gedik Camii, Kale Camii gibi çok sayıda cami ve Halvetî tarikatına ait bazı tekkelerin varlığı tesbit edilmektedir. Şehirdeki vakıflar yanında köylerde de vakıf eserlerinin mevcudiyeti tesbit edilmiştir. Bu makalede Osmanlı Arşivinde mevcut vesikalardan faydalanılarak bu vakıf eserleri hakkında bilgi verilecektir.
The city of Delvine located on the skirts of the Cer Mountain in the south of Albania came under absolute Ottoman rule in 1537. It was the center of a militarily and strategically important province. Islam started to be accepted after its conquest by the Ottomans. Many waqf works came into existence in Delvine which turned into an economic and administrative centre under Ottoman rule. Unfortunately none of these waqf works survived. But it is possible to identify some of these waqfs via historical records. The existence of Mosque of Bayezid II, Mustafa Pasha Mosque, Abdulkerim Mosque, Sinan Gedik Mosque, Kale Mosque and some lodges belonging to Halwati order could be detected by means of archive documents. Besides waqfs in the city the existence of waqf works in villages can also be identified. In this paper information about those waqf works will be given by utilizing documents available in the Ottoman Archives.