Makale özeti ve diğer detaylar.
Türkiye’de ilk kez 1978 yılında artan petrol talebini ucuz yolla karşılamak üzere İran’la sınır ticaretine başlanmıştır. Başlangıçta “karşılıklılık” ilkesi benimsenirken ardından bu kural unutulmuş, sınır ticareti sınırsız ticarete dönüşmüş ve Türkiye’ye her türden tarım ürünü ve motorin getirip sadece sınır illerinde değil ülkenin her yerinde bunları satma mekanizmasına dönüşmüştür. Bunun üzerine 1999’da tarım ürünleri, 2000 sonunda ise petrol ürünlerine önemli kısıtlama getirilmiş, 2002’de motorin ticareti tamamen yasaklanmıştır. 2005 yılına geldiğimizde dünya petrol fiyatlarının varil başına 60 Amerikan Dolarını geçtiği bir konjonktürde, temel petrol ihracatçısı komşu ülkelerden yeniden daha ekonomik fiyattan sınır ticareti kapsamında petrol ithal etmenin mümkün olacağı görünmektedir. Bu çalışma sınır ticaretinin yeniden başlaması gerektiğini vurgulamaktadır.
Turkey initiated border trade with Iran first in 1978. The border trade was used as means of avoiding the surging oil bill due to increasing oil demand. Although the rule of mutuality was in effect at the beginning, this was gradually abondened and the border trade turned in to “borderless” trade.
As a result, in additition to oil, any kind of agricultural products were brought into Turkey and sold not only in the border cities but all over Turkey. To prevent the informal cross border trade, Turkey restricted the trade of agrecultural products in 1999 and the oil in 2000. Later in 2002, the oil trade was completely prohibited.
In the year 2005, as the oil cost per bomel exceeds 60 USD, reestablish of border trade seems to be a rational way to import oil at lower costs from the neighboring oil exporter countries. This paper emphasizes necessity of the border trade between Turkey and neighbour countries.