Makale özeti ve diğer detaylar.
Literature has emerged from man’s need of expressing himself and interpreting life. Historically speaking, writers have considered literature from different points of view and tried to define its goals and the ways by which it has to be constructed. This study points out how Aristotle, Horace and William Wordsworth, three literary figures living in different periods of time, have interpreted literature or poetry as a “representation” medium in terms of satisfying man’s needs, shaping and enlarging his moral vision. The idea of literature either as a craftsmanship or outburst of feelings is but a vehicle for both “delighting and instructing” man and this is not only what they have asserted but also what they have practiced as the main rule for their own literary creation.
Edebiyat, insanın kendini ifade etme ve yaşamı yorumlama ihtiyacından doğmuştur. Tarihsel yönden bakıldığında, yazarlar edebiyatı farklı açılardan düşünmüş, edebiyatın amaçlarını ve yapılandırma yollarını tanımlamaya çalışmıştır. Bu çalışma, farklı dönemlerde yaşamış üç sanatçının; Aristotle, Horace ve William Wordsworth’ün “gösterme” ölçütü olarak edebiyatın ya da şiirin insanın ihtiyaçlarına cevap vermesi, ahlaki bakışını şekillendirmesi ve genişletmesi konularını nasıl yorumladıklarını ortaya koymaktadır. Sanatkârlık ya da duyguların dışa vurumu olarak edebiyatın, insanı “eğlendiren ve eğiten” bir araç olması, bu sanatçıların yalnızca savundukları düşünce değil aynı zamanda kendi edebi eserlerini yaratmada uyguladıkları başlıca kuraldır.