Makale özeti ve diğer detaylar.
Siyasal, ekonomik ve özelikle de teknolojik etmenlere bağlı olarak dünyada baş döndürücü gelişmeler yaşanmaktadır. Bu gelişmeler ülkeler, toplumlar ve bireyler üzerinde önemli etkiler bırakmıştır. Bunun doğal bir sonucu olarak küreselleşme, ulusallık, yerellik, ulusal kültür, kültürler arası yakınlaşma, çok kültürlülük, çok dillilik, uluslar arası uyumlar, dinler arası hoşgörü ve benzeri gibi kavramlar sıkça tartışılmaya başlanmıştır. Gelinen noktada demokrasi bilinci, varoluşçu felsefe ve psikolojinin etkisiyle insana salt insan olduğu için önem verilmeye başlanmıştır. Buradan hareketle eğitimin amacı bireyi tek tipleştirme yerine onu olduğu gibi kabul edip onun yeti ve yeteneklerini geliştirmeye odaklanmıştır. Bu nedenle öğrencilerin biyolojik, cinsel, ırksal, dinsel, kültürel, ekonomik, siyasi kökenli farklılıklarını doğal kabul edebilen eğitimcilere ihtiyaç vardır. Çok kültürlü özellik gösteren Avrupa Birliğine üye ve aday olan ülkelerde bu konu daha da önem kazanmıştır. Eğitim, bu değişimi yakalayabilmenin en önemli aracıdır. Avrupa Birliğine uyum sürecinde önemli bir adım olarak Türkiye’ de uygulamaya konulan ilköğretim programlarında çok kültürlü eğitime önem verildiği görülmektedir. Ancak programı uygulayacak olan kişiler, öğretmenler olduğundan öğretmenlerin çok kültürlü eğitime yatkın olmaları gerekmektedir. Araştırma bu açıdan önem taşımaktadır. Bu nedenle bu araştırmanın amacı öğretmen adaylarının çok kültürlü eğitime yönelik kişilik özeliklerine ne kadar sahip olduklarını saptamayı amaçlamaktadır. Araştırmanın evrenini Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesinde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Örneklemini ise Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesinin son sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmada verileri Van Der Zee ve Van Oudenhoven tarafından geliştirilen ‚çok kültürlü kişilik‛ ölçeğinin Türkçe’ye uyarlanması ile toplanmıştır. Araştırma betimsel nitelikte bir araştırmadır. Verilerin analizinde aritmetik ortalama bakılmış, bazı kişisel değişkenlere göre öğretmen adaylarının çok kültürlü eğitime yönelik kişilik özeliklerinin değişip değişmediğini test etmek için t ve ANOVA testlerinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının çok kültürlü kişilik açısından yeterli oldukları bulunmuş ancak çok kültürlü kişiliğin alt boyutlarından duygusal dengede çok iyi durumda olmadıkları görülmüştür. Bu durum öğretmen adaylarının çok kültürlü eğitim konusunda eğitim ihtiyacı olduğunu göstermektedir.
The world is currently witnessing a dizzying change as a result of political, economic and especially technological developments. These developments have had a great impact on countries, communities and individuals. As an expected outcome of these influences, such issues as globalism, nationalism, locality, national culture, intercultural convergence, multiculturalism, multilingualism, intercultural conformity, tolerance among difference religions have started to be discussed. At this point, people, influenced by consciousness of democracy, existential philosophy and psychology, have started to give importance to each other just because they are human beings. Thus, accepting individuals as they are and improving their unique abilities and capabilities without stereotyping them has become the major goal of education. That’s why there is a need for educators who can tolerate biological, sexual, racial, religious, cultural, economic and political differences among students. This has become more of an issue in countries which are members or candidates of European Union because they are multicultural. Education is the most significant means to follow these changes. The new primary education programs which has been put into practice in Turkey place emphasis on multicultural education, which can be seen as an important act in the EU accession period. However, it is highly essential that teachers are inclined to multicultural education as they are the ones to carry the programs into effect. The study gains importance in this respect. This study aims to find out the probationary teachers’ level of inclination to multicultural education. The universe of the study comprises the students at Kocaeli University, Department of Education and the sample includes the final year students of Kocaeli University, Department of Education. The data will be collected using the ‚Multicultural Personality Questionnaire‛ that will be developed by Van Der Zee ve Van Oudenhoven. This is a descriptive study. The data will be analyzed through arithmetical average and ANOVA and t tests will be used to measure whether probationary teachers’ level of inclination to multicultural education changes according to some personal variables. The results of the research stated that probationary teachers are adequate in terms of multi-cultural personality while they are not in terms of emotional balance, a sub-dimension of multi-cultural personality. This result indicates the training need of probationary teachers on multi-cultural education.