Makaleler     Dergiler     Kitaplar    

Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi

Yıl 2010 , Cilt 7 , Sayı 2

Makale özeti ve diğer detaylar.

Makale özeti
Başlık :

çatışma odağında alevi-sünni ilişkileri ve “öteki” algısı

Yazar kurumları :
Cumhuriyet Üniversitesi Cumhuriyet Meslek Yüksek Okulu1, Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fak. Sosyoloji Bölümü2
Görüntülenme :
799
DOI :
Özet Türkçe :

Günümüz ulus devlet toplumlarının en temel özelliklerinden biri de homojen değil heterojen yapıya sahip oluşlarıdır. Toplumlar, genelde farklı etnik ve mezhepsel özelliklere sahip toplumsal kategorilerden oluşan, belli özelliklerin yüklendiği alanlardır. Toplumların sahip olduğu bu özellik kültürel anlamda bir zenginlik, hoşgörü ve birlikte yaşayabilme kültürünü geliştirirken, diğer bir yandan da potansiyel olarak çatışmayı, kültürel gerilimi de içerebilir. Bir sonuç olarak etnik ve mezhepsel anlamda farklı toplumsal kategorilerin yer aldığı büyük şehirlerimizde bu kentsel gerilimlere zaman zaman tanık olmaktayız. Birlikte yaşayabilme kültürü; demokratik kültürün bir uzantısı, bir sonucudur. Gelişmekte olan ülkemizde, demokrasinin ve demokratik kültürün henüz tam anlamıyla yerleşmediği bilinen sosyolojik bir realitedir. Bu bağlamda, birlikte yaşayabilme kültürünün, toplumsal "öteki"nin varlığını kabul etme, gündelik yaşam pratiği içinde "öteki"nin varlığına tahammül etme kültürünün de yeterince gelişmediği; bu durumun zaman zaman gerilimlere ve çatışmalara dönüştüğü gerçeği tarihin belleğinde tazeliğini korumaktadır. Alevi-Sünni ilişkilerini ve yaşanan çatışmaları bu perspektiften değerlendirmek gerekir. Alevi-Sünni ilişkileri tarihsel süreçte inişli çıkışlı bir seyir izlemektedir. Birlikte yaşayabilme iradesi genel olarak yaşam pratiğine aktarılsa da, Sivas, Maraş ve Çorum'da yaşanan istenmeyen olaylar, bu pratiğin çatışma potansiyelini içinde taşıyan sürecin tarihsel göstergesidir.

Anahtar kelimeler :
Özet İngilizce :

One of the most basic features of today's societies is that they are formed as heterogenic structures, not homogeneous. Societies are areas in which certain features that consist of social categories that have generally different ethnic and cult features are loaded. This feature of societies, as a wealth in cultural meaning, is enhancing the culture of tolerance and cohabitation; on the other hand, it may also include potential conflict and cultural tension as well. As a result, in our big cities where different social categories in ethnic and sectarian meaning are placed in, those urban stresses are witnessed from time to time. The cohabitation culture is an extension and result of the democratic culture. In our developing country, it is a well-known sociological reality that the democracy and the culture of democracy have not fully placed in yet. In this context, the reality of being unable to develop the cohabitation culture, acceptance of the entity of socially "other" and the culture of bearing the entity of socially "other" in the practice of daily life sufficiently and the conversion of this situation to conflicts and tensions from time to time remains its freshness in the memories. The relations between Alevism and Sunnite and the conflicts should be evaluated from this perspective. The relations between Alevism and Sunnite have followed a rolling course in the historical process. Although the behest of cohabitation has been transferred in general life practice, the unwanted events which were experienced in Sivas, Maraş and Çorum are the historical indicatives of this process that carries potential conflict of this practice.

Anahtar kelimeler :
Tam metin (Türkçe) :
Paylaş :
Benzer Makaleler
Yorum Yap
  • Adınız :
  • Güvenlik Kodu :
  • Yorum :