Makale özeti ve diğer detaylar.
Soğuk Savaştan sonra uluslararası sistemin büyük değişiklik geçirmesi, etnik ve dinsel kökenli farklılaşmaların savaşlarda ilkel nefret ve şiddeti yaygınlaştırması, transnasyonal nitelik kazanan devlet olmayan birimlerin savaşlarda taraf olmaları, devletin görelileşmesi ve demokratik değerlerin ağırlık kazanması, savaşın doğasının değiştiği konusunda tartışmalara yol açtı. Savaş kavramının önemli ölçüde değiştiğini ileri sürenler savlarını Carl von Clausewitz'i eleştirerek temellendirmekte ve onun kuramının "yeni" savaşları anlama ve açıklama noktasında büyük ölçüde geçerliğini kaybettiğini ileri sürmektedirler. Bu makalenin temel iddiası ise şudur: Yeni savaşlar bazı değişiklikler göstermektedir. Fakat bu değişiklikler savaşın doğasını etkileyecek derinlikte değildir. Clausewitz'in sunduğu kavramsal çerçeve büyük ölçüde geçerlidir. Savaşları kontrol altına alabilmek ve çözüme kavuşturabilmek için geliştirilecek siyasi ve stratejik tercihlerin de, Clausewitzci bir yorumla değerlendirilmesinde uygulanabilirlik yönünden yarar vardır.