Makale özeti ve diğer detaylar.
Uluslararası barışın tesis edilmesinden, ekonomik refah düzeyinin arttırılmasına kadar pek çok konuda ülkelerin sahip oldukları siyasi rejimlerin belirgin bir etkiye sahip olduğu tezi geniş kabul görmektedir. Bu çerçevede, özellikle küresel sorunların üstesinden gelinmesinde siyasal bir rejim olarak demokrasinin oynadığı hayati rol literatürde yaygın bir biçimde tartışılmaktadır. Soğuk Savaş sonrası dünyada demokrasinin küresel yayılımına ilişkin oluşan iyimserliğe karşın, bugün demokratik geçişlerini tamamlamış pek çok ülke kırılganlıkları ve yetersizlikleri nedeniyle konsolide demokrasiler olmanın çok uzağındadır. Tam anlamıyla otoriter olarak sınıfl andırılamamakla birlikte, liberal demokrasi tanımının da gerisinde kalan bu siyasal rejimler demokrasi teorisyenlerinin gündemini meşgul etmektedir. Bu çalışmada siyasal gelişme literatüründe geniş yer tutan ve demokratik konsolidasyonun şartlarını açıklığa kavuşturmayı amaçlayan üç farklı makro kuram incelenmiştir. Bunlar sırasıyla kurumsal yaklaşım, sosyo ekonomik gelişme modeli ve siyasal kültür kuramıdır. Ayrıca ülkelerin demokratik konsolidasyon süreci üzerindeki etkisi gün geçtikçe daha çok hissedilen uluslararası faktörler de dördüncü bir değişken olarak analize dahil edilmiştir.