Bugünün dünyasında “kimlik” en büyüleyici ve en ilgi çekici kavramlardan biridir. Kimlik, bir özellik, bir nitelik belirtisidir. Birer özellik, birer nitelik gösteren kimlikler her şeyden önce farklılıkları da ortaya koyar. Kimliğe yüklenebilecek işlem ise bir sınıflama işlemidir ve bu işlem farklılıkları belirtir. Kimlik en geniş anlamıyla, bireyin tüm özelliklerini kapsar; hem kişinin kendisini nasıl gördüğü, hem de toplum tarafından nasıl görüldüğü, kimlik kavramıyla ilgili konulardır. Hâlbuki kişilik bir örgütlenmedir. Kişilik, bireyin kimlikler içinde ve kimliklerle bir örgütlenmesidir. Kültürün, kimliklerin temel belirleyicisi olduğu düşünüldüğünde kültürün katılığı ve esnekliği, kimliğin katılığı ve esnekliğini doğurmaktadır. Kültürün tanımına bağlı olarak farklı aidiyetler ön plana çıkmakta, kimlik de bu unsurlara göre şekillenmektedir. Ergenlik döneminde kimlik kazanma sorunun çözümlenmesiyle kurulan “pozitif kimlik duygusu” psiko-nevrotik ve nevrotik karakterli sorunların oluşmaması için gereklidir. Bu yolla geliştirilen, kişi için olumlu sayılabilecek bir kimlik duygusu, bireyin içinde yaşadığı sosyal yapıyla yani grup, kültür ya da ulusla kurduğu ilişkinin karşılıklılık esasına dayanmasına bağlıdır. Ergenlikte oldukça güçlü biçimde ortaya çıkan aidiyet duygusu “bireyin kendisini belli bir topluluğun üyesi olma ve onunla var olma bilinci ile tanımlanması” olarak açıklanabilir.