Makale özeti ve diğer detaylar.
Bu çalışmada iki farklı kültüre ait olan Kızıl Damga ve Cengiz Han’a Küsen Bulut romanlarındaki “yasak çocuk” konusu ele alınacaktır. Eserlerde vakanın çıkış noktasını birer “günah/suç delili” olan yasak çocuklar oluşturur. Yasak çocuk Kızıl Damga’da, din ve toplum kurallarının çiğnendiği yasak aşkın sonucu doğan günah/suç meyvesidir. Cengiz Han’a Küsen Bulut’ta aşk yasak değildir fakat doğan çocuk siyasî otoritenin koyduğu yasağın çiğnenmesi sonucu yasak olmuştur. Evrensel bir duygu olan aşk karşısında insanların davranışları da benzerlik göstermektedir. Her iki eserde de yasağı çiğnemek söz konusudur. Yasak çiğnendiğinde alınacak ceza kaçınılmazdır. Suçun delili çocuk olduğundan ilk bilinen suçlu anne/kadındır. Böyle bir suç tek başına işlenemeyeceğinden günah/suç ortakları merak edilir. Kadınlar çocuklarıyla beraber hem topluma ibret olması hem de günah/suç ortaklarının ortaya çıkması için toplum karşısında teşhir edilirler. İki eserde de olaylar çocukların doğumlarıyla başlar. Eserler, annelerin/kadınların teşhirde günah/suç ortaklarını itiraf etmeyerek tüm ağırlığı yüklenmeleri, teşhir karşısında insanların tutumları, olayın bir ideal uğruna yola çıkmış toplumlarda geçmesi, kadın kahramanların meslekleriyle toplumda yer edinmeleri, anlatılan olayların kaynağının bir efsaneye dayanması gibi birçok yönden benzerlik göstermektedirler. Kızıl Damga’da aldatılan eşin intikamı söz konusuyken, Cengiz Han’a Küsen Bulut’ta aldatılan eş yoktur fakat buyruğu çiğnenen siyasî otoritenin yıllar önce duyduğu kuşku vardır. O da her an içinde yaşayan bu acının intikamını almış olur. Doğuşlarıyla anne-babalarının hayat akışlarını değiştiren yasak çocuklar her iki eserde de korunurlar.
In this article, the topic “forbidden child” in the novels The Scarlet Letter and Cengiz Han’a Kusen Bulut both of which belong to two different cultures will be handled. Forbidden child, who are considered as “proof of sin/crime”, constitude the starting point for the events in each of the two novels. Forbidden child born as a results of forbidden love where the rules of religion and society are violated are the fruits of sin/crime in The Scarlet Letter. Love is not forbidden in Cengiz Han’a Kusen Bulut. However, the child born in this novel have become forbidden as the laws imposed by the political authorities are violated. People’s behaviors show similarity towards love, which is a universal feeling. The subject matter in both of the two novels is violation of bans. Punishment is inevitable when bans are violated. As the proof of the crime is the child, mother/woman is the first one to put the blame on. Since such a crime cannot be committed alone, partners of the sin/crime are wondered. Women together with their children are exhibited to give a lesson to the society as well as to make the partners of such sin/crime reveal themselves. In both of the two novels, the events start with the birth of the babies. These two novels show a great deal of similarity in many respects such as the fact that mothers/women bear the burden by not confessing the partners of sin/crime during the exhibition, the attitudes of people towards exhibition, that the sin/crime is committed in societies which set out for an ideal, that women characters gain a place in the society with their jobs and that the sources of the events mentioned depend on legends. While the revenge of the cheated spouse is the subject matter in The Scarlet Letter, there is no cheated spouse in Cengiz Han’a Kusen Bulut is the suspicion felts years ago by the political authority whose orders are violated. He takes the revenge of the pain which he felt every minute in his life. Forbidden children who change flow of life for their parents with their births are all protected in both of the two novels.