Makale özeti ve diğer detaylar.
Son iki yüzyıl içerisinde insan toplulukları arasındaki reel gelir farklılıkları giderek artmakta ve bu durumun yakın bir gelecekte düzelmesi beklenmemektedir. Reel gelir kaynaklarını belirleyen ilk faktörler şans, coğrafya, kültür ve kurumlar başlığı altında toplanmaktadır. Farklı kültürler ve kurumlar reel gelir kaynakları üzerinde etkide bulunduğundan reel gelir farkı ortaya çıkıyor. Yerleşik-ananevi iktisada göre az gelişmiş ülkelerin büyüme politikaları bu farklılıklar üzerinde durmalı ve gelişmiş ülkelerin kültür ve kurumlarını almayı hedeflemelidir. Bu makalemizde İslam ülkeleriyle yüksek gelirli OECD ülkelerinin büyüme performanslarını istatistiki yöntemler ve literatür taramasıyla inceliyor ve az gelişmiş ülkelerin yerleşik-ananevi iktisadın büyüme programını tatbik etmesinin batılılaşma anlamına geldiğini iddia ediyoruz.
Real income differences among human societies has been increasing in the past two centuries, and it is expected that these differences will not improve in the near future. Fundamental causes determing the reel income sources are combined into four categories: luck, geography, culture and institutions. Reel income differences emerge because fundamental causes effect reel income sources. Conventional-mainstream economics alleges that developping countries should concentrate on these fundemantal causes and aim to adopt the culture and institutions of the developped countries. In this article, we examine the growth differences between Islamic countries and high-income OECD countries by employing statistical technigues and literature review. We conclude that if developping countries adopt the growth policies of conventional-mainstream economics, it will mean a process of westernization.