Makale özeti ve diğer detaylar.
Lizbon Antlaşması AB‟nin anayasal evrimleşmesi bakımından ileri doğru atılmış önemli bir adımdır. Lizbon Antlaşması kurumsal ve karar alma mekanizmaları bakımından ileri sürülen temel eleştirilerin çoğuna pozitif cevap oluşturacak yaklaşımlar getirmiştir. Bu nedenle Parasal birliğe, Ortak Dış ve Güvenlik ve Adalet ve İçişleri Politika alanlarının yolunu açan Maastricht Antlaşması kadar önemlidir. Çoğunluk oyunun özgürlük, güvenlik ve adalet alanındaki gelişim açısından önemini ifade etmeye gerek yoktur ve oybirliği gereği nedeniyle AB yıllarca gecikmeye veya adalet ve içişleri alanında kilitlenmelere tahammül edecek durumda değildir. Kurumsal parçalanma önemli ölçüde sona erecektir. Özgürlük, güvenlik ve adalet alanı bakımından Sütun ayrılıklarının kalkacak olması artan hukuki kesinlik, yeknesak mevzuat, karar alma sürecinde Avrupa Parlamentosunun daha fazla katılımı olduğu kadar, ABAD‟ın bu politikalar üzerinde genişleyen hukuki kontrol ve yorumlama yetkisine yol açacaktır. Bu da Avrupalılaşma sürecine ve ortak özgürlük, güvenlik ve adalet alanı oluşturma çabalarının neden olduğu çelişkilere daha kapsamlı, meşru, etkin, şeffaf ve demokratik cevaplar geliştirmeyi kolaylaştıracaktır. Lizbon Antlaşması AİHS‟ne AB‟nin taraf olmasının yolunu açmış olması ve Temel Haklar Şartına bağlayıcılık vermesi ile güvenlik tedbirleri ile bireysel özgürlükler arasında dengeli bir yaklaşım sergilemektedir.
The Treaty of Lisbon constitutes a significant move forward in terms of constitutional evolution of the European Union (EU). Lisbon Treaty brought about approaches which constitute responses to the criticisms raised in regard to the institutional structure and decisions making procedure. Therefore, it is important as much as the Treaty of Maastricht which paved the way for the monetary union, Common Foreign and Security Policy and Justice and Home Affairs Policy.
There is no doubt about the significance of the qualified majority voting for the development of area of freedom, security and justice. Institutional fragmentations will come to an end to a large extent. Regarding the area of freedom, security and justice, the three pillar structure will be abolished. Legal certainty and democratic participation of the European Parliament will increase with the co-decision procedure of the EU. This will facilitate to give comprehensive, legitimate, effective, transparent and democratic responses to dilemmas and complexities imposed by the process of EU integration and establishing common area of freedom, security and justice. The Treaty of Lisbon provides a balanced picture between efficiency of the security measures and freedom of individuals by giving binding effects to the Char-ter of Fundamental Rights and ensuring legal basis for being a party to the European Court of Human Rights (ECHR) for the EU.