Makale özeti ve diğer detaylar.
Kadınların İnsan Hakları Bildirisi olarak da tanımlanan Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiyesi Sözleşmesi (Convention for the Eliminiation of All Forms of Discrimination Againts Women),kısa adıyla CEDAW‟ın, 4. maddesinde kadın erkek eşitliğinin olgusal olarak (de facto) sağlamak amacıyla devletlerin geçici ve özel önlemler alması zorunluluğu dile getirilmişti. Bu gereklilik doğrultusunda, kadın hareketinin 1990‟lı yıllardan beri üzerinde çalıştığı, "Eşitlik Çerçeve Yasası" çabalarının da etkisiyle TBMM tarafından, 5840 sayılı Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Kanunu 23 Mart 2009 tarihinde kabul edildi. Kanunun 1. maddesine göre amaç, kadın haklarının korunması, geliştirilmesi, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik olarak ülkemizde ve uluslararası alandaki gelişmeleri izlemek, bu gelişmeler konusunda TBMM‟yi bilgilendirmek, istenildiğinde, konuyla ilgili kanun tasarı ve tek-lifleri vb. konular hakkında ihtisas komisyonlarına görüş bildirmektir. Yasanın 3. maddesinde bu amaç doğrultusunda komisyonun görevleri sıralanmış, e) bendinde "TBMM tarafından havale edilen kadın erkek eşitliğinin ihlaline ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığa dair iddialar ile ilgili başvuruları incele-mek ve gerekli gördüğü hallerde ilgili mercilere iletmek" de yer almıştır. Bura-daki "kadın erkek eşitliğinin ihlaline" şeklindeki ifadenin de sanki bu eşitlik kadınla erkek arasında sağlanmış gibi kaleme alındığı gözden kaçmamalıdır. Çünkü unutulmamalıdır ki en büyük eşitsizlik, eşit durumda olmayanlara eşit davranmaktır. Bu kapsamda çalışmalarını sürdüren Alt Komisyon raporu üzerine tartışmalar ne yazık ki daha çok imam nikâhlı kadının eş şiddetinden korunması konusunda polemiğe dönüşmüş,1 raporda yer alan önemli birçok öneri hak ettiği ilgiyi görememiştir.