Makale özeti ve diğer detaylar.
İdari yargı alanında, başlangıçta Fransız yaklaşımı etkisi altında kalan Japonlar, ayrı bir idare mahkemesi kurmuşlar ancak İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerikan işgali altında yeni bir hukuk sistemi arayışı başlamış ve Amerikan hukuk sistemine uygun tekli yargısal yapı benimsenmiş ardından idare mahkemesi kapatılmıştır. Bu dönemden itibaren Japon yargı sistemi, Amerikan yargı siteminde mevcut bir kısım yapılanmaları örnek almakla birlikte temel hukuk yaklaşımı yönüyle tipik kıta Avrupası hukuk sistemine ait özelliklere sahiptir. Japonya'da idarenin yargısal denetimi amacıyla ayrı bir idari yargı düzeni olmamasına rağmen, idarenin hukuk çerçevesinde hareket etmesini sağlamak amacıyla kapsamlı usul yasaları bulunduğu belirtilmelidir. Bunlardan birisi de; idari uyuşmazlıkların çözümünde mahkemelerde uygulanacak yargılama sürecini belirleyen İdari Yargılama Usulü Kanunu'dur. Bu Kanun, ülkemizde yürürlükte bulunan İdari Yargılama Usulü Kanunu ile karşılaştırıldığında benzer hükümlerin varlığı yanında çok farklı yöntemleri de barındırdığı görülmektedir. Özellikle idarenin hareketsiz kalmasını önlemeye yönelik olarak getirilen düzenlemeler dikkat çekicidir. Bununla birlikte, Japon hukuk sisteminde var olan tespit davaları, davanın genişletilebilmesi ve bekletme kararları Türk idari yargılama sistemi içerisinde değerlendirilebilecek konulardır. Öte yandan, Japon hukukunda, idarenin yargısal denetiminin etkinliğini önemli ölçüde azaltan, yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığı ilkesi ile bağdaştırılması mümkün olmayan başbakan vetosu ve özel şartların varlığı halinde davanın reddedilebileceği gibi hükümler yer almaktadır.
In the field of administrative justice, initially Japanese had established a separate administrative court under the influence of the French approach, but under the American occupation after World War II, the search for a new legal system began and the unified judicial system as to the Amerikan law system was adopted and then a single administrative court was closed. From this period, the Japanese judiciary system has taken some existing samples which have been in the American Judiciary system, along with this ,Japanese system has features of a typical continental European legal system in terms of a fundamental law approach.It must be stated that even though there is no separate administrative judiciary for judicial review of the administration in Japan, there are comprehensive procedural laws in order to ensure the administration acts within the framework of law. One of them is the Administrative Case Litigation Act which determines the judicial process that apply to the courts in resolving an administrative conflict. When this law is compared to the Administrative Litigation Procedure Act which is in force in our country, it can be seen that the law contains very different methods along with the existence of similar provisions. Especially noteworthy that the legislative changes in order to prevent the administration to remain motionless. In addition to this, existing actions for declaration, amendment of the claim and pending decisions in the Japanese legal system are able to be subjects for assessment for Turkish administrative judiciary. On the other hand, there are provisions regarding with reducing the effectiveness of judicial review on the administration and the provisions not being able to reconcile with the principle of separation of powers and judicial independence such as the prime minister's veto and the existence of special circumstances in the Japanese law.