Makale özeti ve diğer detaylar.
2000'li yılların başında bankacılık sisteminde yaşanan krizin, ulusal ekonomi üzerindeki etkileri, bankacılık faaliyetlerinin daha yakından denetlenmesi ve sistemin işleyiş düzenini koruyabilmek için cezai yaptırımlara başvurulması gerektiğini göstermiştir. Ancak bu maksatla hazırlanan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nda yer alan "varsayımsal zimmet suçu" ile sadece zimmet suçunun değil, genel olarak ceza hukukunun sınırlarını zorlayacak bir düzenlemeye imza atılmıştır. Banka zimmeti fiilleri, formülasyon ve ilkesel tutarsızlıkları sebebiyle öğretinin eleştirilerine hedef olmuşsa da faile, pişmanlık kapılarını açık tutan "hümanist" bir yaklaşıma da sahiptir. Zira, fiilinden pişmanlık duyarak, ortaya çıkardığı zararı gideren faile, bu davranışından istifade etme olanağı tanınmıştır. Banka zimmeti suçlarında faile böyle bir fırsatın verilmesi, kamu zararının hızlı ve pratik bir şekilde giderilmesini sağlayacağından soruşturma ve kovuşturma makamları açısından da tercihe şayan bir durumdur. Burada önemli olan, etkin pişmanlık kurumunun uygulanma şartlarını (ne zamana kadar ve hangi koşullar altında), somut olaylara ön gelecek şekilde belirlemek ve tatbikata objektivite kazandırmaktır. Kamuoyu nezdinde "af" izlenimi yaratacak uygulamalar, hangi maksada dönük olursa olsun, norma duyulan güvenin devamlılığını zedeleyecektir.
The effects of the crises on the banking system at the beginning of 2000s on the national economy have indicated the necessity of criminal sanction in order to closer examine and retain the operating of the system. "The crime of the presumptive embezzlement" in the banking law numbered 5411 enacted in line with this objective has regulated not only the crime of embezzlement, but also created a provision pushing criminal law's limits. Though the acts of the banking embezzlement became the target of the critics of doctrine due to their formulation and inconsistencies on principles, they have a humanistic approach open to remorse since perpetrator who compensates his damages by feeling remorse is given the possibility to benefit from this behavior. Given such a possibility to perpetrator on the crimes of the banking embezzlement is also preferable for the authorities for investigation and prosecution as it causes to fast and practical compensation for public damages. Here is the important thing to determine the conditions of the application of the effective remorse (until when and under which circumstances) by specifying in a case by case manner and render its application objective. In the public eye, the applications for no matter which purpose giving an "amnesty" impression tarnish the continuousness of the trust on the norm.