Makale özeti ve diğer detaylar.
Osmanlı devletinin yeni bir medeniyet dairesi olan Batı medeniyetinin üstünlüğünü kabul ettiği dönem olarak bilinen Tanzimat; siyasî, sosyal ve edebî sahada köklü değişikliklerin yaşanmasında bir miladı oluşturur. Dönemin aydınları da yeni medeniyetin değerlerini toplum yaşamında uygulamaya çalışırlarken genellikle ya bir düalist tavır ya da bir hesaplaşmayla bu işe girişmişlerdir. Edebî sahada ise, hesaplaşmanın Divan şiirinden başladığını ve bu şiiri eleştirerek yeni bir edebî anlayışın ortaya konulduğunu söylemek mümkündür. Divan şiirinin sosyal meseleleri anlatmaktan uzak durduğu, dilinin mübalağalı ve anlatımının da soyut olduğu ileri sürülerek, yeni yaşam tarzına bu şiirin cevap veremeyeceği çeşitli türlerin yardımıyla gösterilmeye çalışılmıştır. Tanzimat’la birlikte Batı’dan yapılan çevirilerle toplum hayatında varlığını gösteren ve yeni yaşam tarzının tercümanı şeklinde düşülen romanda da söz konusu eleştiriler somutlaştırılmış; yeninin içinde Divan şiirinin nasıl algılandığı ortaya konulmuştur. Başta Namık Kemal olmak üzere, diğer Tanzimat sanatkârları da romanlarında Divan edebiyatı türlerinden mesnevi, kaside ve gazelle ortaklık kurmakla birlikte, bu türlerde olmayan yeni anlatım tekniklerini de uygulamışlardır. Bu şekilde Divan şiiri, hem bir geleneğin parçası, hem de geleneğe eleştirel bir şekilde bakan zihinlerin ürünleri olarak yeninin içinde yer almıştır. Bu çalışmada, sade bir dille toplum gerçeklerini anlatmaktan yana olan Tanzimat sanatkârlarının Divan şiiriyle ilgili görüşlerine yer verildikten sonra, romanlarda bu görüşlerin ne şekilde yansıdığına cevap aranmıştır.
Tanzimat, known as the period in which the Otoman Empire acknowledged the superiority of the West civilization which is a new civilization circle, constitutes a milestone in the occurance of radical changes in political, social and literal field. The intellectuals of the period, while trying to implement the values of the new civilization in public life, started this task with either a dualist attitude or a confrontation in general. It is possible to say that the confrontation in literal field began with Divan poetry and new literal conception was put forward by criticizing this poetry. It was suggested, with the help of varios genres, that Divan poetry with its exaggarated narration, pompous language and cautious standing towards telling social issues would not be able to respond to the new life style. This criticizm was embodied in novel which showed its presence in public life through translations from the West with Tanzimat and which was thought as the interpreter of the new life style; how Divan poetry was perceived in the new was shown. Namık Kemal being the prominent, other Tanzimat artists not only formed partnerships with such Divan literature genres as mesnevi, eulogy and ode but they also applied new narrative techniques which were absent in these genres. By this way Divan poetry had a place in the new both as a part of a tradition and as products of critical minds towards the tradition. In this work, after the views of Tanzimat artists about Divan poetry who supported narrating society’s truths in a plain language were revealed, answer was seeked to how these views were reflected in novels.