Makale özeti ve diğer detaylar.
Son iki yüzyılda Batı Avrupa dillerinden Türkçeye yabancı sözcükler hızlı bir biçimde girmiştir. Dilde yabancı sözcük sayısının hızla artması, hem sözcük dağarcığının yabancılaşmasını, hem de dilin kendine özgü özellik ve kuralların bozulması gibi endişeleri beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada Türkçede kullanılmaya başlanan yabancı sözcüklerin anadil konuşmacıları tarafından nasıl algılandıkları; yabancı sözcüklerin “benimsenme” ve “yabancılık” oranlarının belli özellikler gösterip göstermediği ve eğitim düzeyi, cinsiyet ve meslek gibi özelliklerle ilişkisinin ne olduğu ele alınmıştır. Yabancı sözcüklere yönelik algılama biçimlerinin ve eğilimlerin belirlenmesinin, Türkçeye yabancı sözcüklerin girmesine karşı alınacak önlemlerin tespitinde yararlı olacağı değerlendirilmektedir. Araştırma verilerinin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda, yabancı sözcüklerin dilde kullanılma süresi ve kullanım sıklığının sözcüklere yönelik doğal dil konuşanlarının sezgi, tutum ve eğilimlerini doğrudan etkilediği; eğitim düzeyi arttıkça doğal dil konuşmacılarının yabancı sözcükleri daha düşük oranda benimsediği ve nitelikli bir dil bilinci geliştirdiği; yabancı sözcüklerin benimsenme ve yabancılık düzeyleri ile cinsiyet ve meslek grupları arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı, ancak dil bilincinin grup üyelerinin eğitim düzeyi ile yakından ilişkili olduğu görülmüştür.
There has been an influx of loan words into Turkish from Western European languages, especially from English for almost two centuries. Great increase in the number of loan words brings up worries about gradual change of phonological features and rules dominating the language. In this paper we consider how native speakers approach the loan words being used in Turkish and whether degrees of “acceptance” of and “alienation” from loan words show certain tendencies or not and finally what relationships there are between these tendencies and native speaker characteristics such as gender, job and educational level. It is normally expected that native speaker intuition for loan words may vary according to their personal characteristics. By analyzing the tendencies of native speakers in perceiving loan words and by finding out the relationship between tendencies and characteristics we may come up with suggestions about attitudes to be assumed and measures to be taken against the use of loan words in Turkish.