Makale özeti ve diğer detaylar.
This study aims to analyse the Ottoman state's dilemma on establishing new gediks or abolishing them in late eighteenth and early nineteenth centuries. This study is limited to Ottoman capital city, Istanbul which presented many examples of gediks. Selim III was the first sultan being aware of inflationary effect of gedik in commodity prices. Even if he aimed to abolish the gedik as a monopolistic right of artisans which was gradually interfering into the right of proprietorship, in practise state created confusion itself sometimes by forbidding new gediks and sometimes by giving permission to establishment of gediks. He also tried to put a limit on the inheritance of this right but not the inheritance of tools and equipment. As a traditional reformist, Selim III tried to preserve existing order and put an end new establishments, in practise he gave discordant desicions. Mahmud II's all attempts on gediks seem to find financial support for his reforms. While he was trying to give "order" to institution of gedik by gathering all of them under the framework of vakıfs and admitting limitations in some crafts/trades, he also opened the way of unrestricted gediks on field of new fashions. In order to understand the state's manner and artisans' attitude to developments concerning the institution of gedik which has been regarded as a constituent element of the Ottoman guild system, the origin of the word gedik, its meaning in artisans' world, the artisans' approach to the development of gedik rights concerning the social and economic conditions in Ottoman capital city are discussed throughout the study. Besides, in this study it is argued that gedik was not only an innovation imposed by the Ottoman ruling men but it was also an instrument of the artisans for preserving their livelihood. As a conclusion, the paper discusses the problem of abolishment process of gedik institution after Tanzimat era.
Bu çalışma, Osmanlı Devleti'nin on sekizinci yüzyıl sonu ondokuzuncu yüzyıl başlarında yeni gedikler ihdas etmek ya da gedikleri ilga etmek konusunda yaşadığı ikilemi analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışma, gedik konusunda çok sayıda veri bulma imkanı sunan Osmanlı başkenti İstanbul ile sınırlıdır. III. Selim, gediklerin ürünler üzerindeki enflasyonist etkisinin farkına varan ilk padişahtır. III. Selim, esnafın tekelci haklarını bünyesinde toplayan ve giderek mülk sahiplerinin haklarına nüfuz etmeye başlayan gedikleri ortadan kaldırmayı amaçlamış olsa da, pratikte onun döneminde devlet kimi zaman yeni gedik ihdasına izin vererek kimi zaman ise yasaklama yoluna giderek kendisi de bir karmaşa yaratmıştır. III. Selim, gediğin mülkle mirasına sınırlama getirmiş ancak alet edevatın mirasında geçmişte izlenen tutumu devam ettirmiştir. Gelenekçi reformist olarak tanınan sultan, gedik konusunda da mevcut durumu muhafaza edip yeni gediklerin önünü kesmeyi amaçlamışsa da pratikte birbiriyle çelişen kararlar vermiştir. II. Mahmud'un gediklerle ilgili tüm çabası, reformlarına finansal destek olarak değerlendirilebilir. Tüm gedikleri vakıflar çatısı altında toplayarak gedik kurumuna bir nizam vermeye ve bazı alanlarda sınırlamaları devam ettirmeye çalışırken, bir yandan da yeni moda ürünlerin üretim ve satışında sınırsız gedik ihdasının yolunu açmıştır. Çalışma boyunca Osmanlı esnaf teşkilatının temel taşı kabul edilen gedik kurumuna dair devletin ve esnafın tutumunu anlamak için gedik kelimesinin kökeni, esnafın dünyasındaki anlamı, değişen sosyal ve iktisadi koşullarda esnafın gedik haklarına yaklaşımı incelenmeye çalışılmıştır. Ayrıca bu çalışmada gedik, Osmanlı idarecileri tarafından empoze edilen bir yenilik değil, esnafın yaşamını idame ettirmek için elinde bulundurma çabası içinde olduğu bir araç olarak değerlendirilmiştir. Tanzimat sonrası gedik kurumunun ilgası ile ilgili gelişmeler çalışmanın sonuç kısmı olarak sunulmuştur.