Makale özeti ve diğer detaylar.
Tatarlar, köklü bir sözlü anlatım geleneğine sahiptir. Buna rağmen Tatarlarda yazı dili on beşinci yüzyılda teşekkül etmeye başlamıştır, ancak on altıncı ve on yedinci yüzyıllarda kitaplar yazılmaya başlanmıştır. Tatar edebiyatında on sekizinci yüzyıl ve on dokuzuncu yüzyılda da eserler verilmiştir ancak bu dönemler pek verimli değildir. 19. yüzyılın son yarısına kadar dilde Türkîcilik hüküm sürmüştür. Daha sonra bölgede yazı diliyle ilgili olarak Türkiçilik-Tatarçılık tartışması başlamıştır. Türkîçilik, Tatarcılık fikirlerinden Rızaeddin Fahreddin Türkîçilik fikrinin savunucusu ve uygulayıcısı olmuştur. Rızaeddin Fahreddin Tatarcanın gidişatının tartışıldığı bir dönemde dilde mahallîleşme ve tasfiyeciliğe karşı çıkmıştır. Rızaeddin Fahreddin’in edebî eserleri bu bakımdan incelenmesi gereken eserlerdendir. Rızaeddin Fahreddin, yetmiş yedi yıl yaşamıştır ve geride birçok tarihi, biyografik, pedagojik eser bırakmıştır. Rızaeddin Fahreddin’in “Esma yaki Amel ve Ceza”, “Selime yaki İffet” adlı iki edebî eseri vardır. Rızaeddin Fahreddin’in bu iki edebî eseri ilk olarak Arap alfabesiyle ve Osmanlı imlasıyla kaleme alınmıştır. Daha sonra Kiril alfabesiyle de transkribe edilmiştir ve tekrar yayımlanmıştır. Ancak iki basım arasında farklılıklar vardır. Mesela Arap harfli metinlerde kullanılan ekler Kiril harfli metinlerde yoktur, onların yerine günümüz Tatar-Başkurt dillerindeki ekler vardır. Bu çalışmada Rızaeddin Fahreddin’in edebî eserlerindeki isimler, isim türleri, isim çekim ekleri incelenecektir. İsimler kullanımları, onlara eserlerde yüklenen anlamlar bakımından ve aldıkları çekim ekleri bakımından yazarın üslubu ile ilgili ip uçları verir. İsimler yazarın üslubunda doğrudan doğruya etkin rol oynar. Bundan dolayı bu makalede Rızaeddin Fahreddin’in edebî eserleri, yazarın eserlerde kullandığı isimler ve isimlerin aldığı çekim ekleri bakımından incelenmiştir.
Tatars, has a well-established tradition of oral expression. However, written language in Tatars started to consist of in the fifteenth century, but books began to be written in the sixteenth and seventeenth centuries. Works have given in Tatar literature at the eighteenth century and the nineteenth century, but these periods are not very efficient. Türkîcilik ruled in language up to half of 19th century. Then, Türkiçilik-Tatarçılık discussion started in the region with respect to the writing language. Rızaeddin Fahreddin has been defender and practitioner of the idea Türkîçilik from Türkîçilik- Tatarcılık ideas. Rızaeddin Fahreddin has opposed localization and liquidationism in language in the course of a discussion of Tatar language. İn this respect Rızaeddin Fahreddin’s literary works needs to be examined. Rızaeddin Fahreddin lived seventy-seven years and left behind many historical, biographical, pedagogical works. There are Rızaeddin Fahreddin’s two literary works named Esma yaki Amel ve Ceza and Selime yaki İffet. First, Rızaeddin Fahreddin’s these two literary works were written in the Arabic alphabet and with Ottoman spelling, then transcribed in Cyrillic and re-published. However, there are differences between the two editions. For example, there is no in Arabic script used for the text suffixes in Cyrillic texts. İnstead of thees, there are suffixes of today’s Tatar-Bashkir language. In this study, will be examined the names, name, type, name suffixes of Fahreddin'in Rızaeddin’ literary works. Names give clues about the author's style with usage, in terms of the meanings to them and their income suffixes in works. Names play an active role in directly to the author's style. Therefore, in this article Rızaeddin Fahreddin’s literary works are examined in terms of the author uses the names and the suffixes of the names of the works.