Makale özeti ve diğer detaylar.
Osmanlı Devleti’nin altı yüzyıllık tarihi boyunca önem verdiği konulardan birisi de eğitim olmuştur. Çünkü Osmanlı yöneticileri ve aydınları, eğitimin bir milletin ilerlemesinin teminatı olduğunu bilmekteydiler. Bunun sonucu devletin kuruluşundan itibaren eğitim kurumlarının ülke geneline yaygınlaştırılması için gayret gösterdiler. Böylelikle medreselerde verilen eğitimin yanı sıra eğitim dili de önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı Devleti’nin yükselme ve zirve dönemlerinde öğretilen Arapçaya ilave olarak duraklama ve gerileme döneminde, Avrupa’nın üstünlüğünün kabulü ile Batı dillerinden birisini de öğrenme zarureti ortaya çıktı. Bu amaçla modern anlamda açılan okullarda Fransızca başta olmak üzere, bazı Batı dilleri öğretilmeye başlandı.
One of the issues that Ottoman Empire attach importance during it’s six centuries history is education. Ottoman administrators and intellectuals put emphasis on education because they were aware of the fact that education was essential to assure nations progress. With this aim, they worked to expand educational institutions across the country. Thus, as well as the education in madrasa, the language of education emerged as an other important issue. In addition to Arabic, which was taught in the peak period of the Ottoman Empire, in the period of stagnation and regression, with the acception of Western superiority the necessity for acquiring one of the western languages emerged. For this purpose, in newly opened modern schools, Western languages, especially French, started to be taught.