Makaleler     Dergiler     Kitaplar    

Turkish Studies-International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Yıl 2013 , Cilt 8 , Sayı 2

Makale özeti ve diğer detaylar.

Makale özeti
Başlık :

Kutsal kitaplar ve mitolojik kaynaklar işiğinda eski yakindoğu’da rüya olgusu ve algisi üzerine

Yazar kurumları :
Pamukkale Üniversitesi1
Görüntülenme :
836
DOI :
Özet Türkçe :

Tarih boyunca hemen hemen her topluma ait yazılı kaynakta zikredilen rüya olgusu, Eski Yakındoğu toplumlarında, insanlarla tanrılar arasında bir iletişim ve kehanet vasıtası olarak algılanmıştır. Kutsal Kitaplar’da da yer alan ve anlam bulan bu yaklaşım, Eski Yakındoğu1 toplumlarına ait yazılı kaynaklar arasında önem arz eden mitolojik anlatılarda da yer almaktadır. Nitekim, Eski Mezopotamya toplumlarının rüyaya yüklediği anlam, daha sonraki dönemlerde Anadolu’nun merkezinde güçlü bir devlet kurmuş olan Hititler’e de geçmiş, mitolojik ve destansı anlatılarda yer bulmuştur. Söz konusu toplumlarda rüyanın algılanışı ile ilgili olarak ortak payda, rüyaların geleceğe dair ipuçları içerdiği inancı ile bağlantılı olup önemli bir kehanet vasıtası olarak kabul edilmiş olmasıdır. Gerçekten, insanlar gördükleri rüyalarda, ilahî bir mesaj aramışlar ve geleceğe dair kehanette bulunmuşlardır. Görülen kötü bir rüya ise, kötü bir geleceğin habercisi olarak algılanmış ve yorumlanmıştır. Bu durum, günümüzde de birçok kültür ve inanışta yer alarak, kültürel bir süreklilik olarak devam etmektedir. Eski Yakındoğu toplumlarında geleceğe dair önemli bir hususu merak eden ve bu yönde bir ipucu elde etmek isteyen insanlar, bir arınma ritüelinin ardından tapınaklarda ya da önemli kült merkezlerinin bulunduğu şehirlerde geceleyerek (uykuya yatarak) o gece gördükleri rüyalarda akıllarındaki soru ile ilgili olarak ilahî bir mesaj, bir işaret beklemişlerdir. Bu uygulama, İslam geleneğinde var olan “istihareye yatma” uygulamasını hatırlatmaktadır. 

Özet İngilizce :

In all of the Ancient Near East civilization written sources, the fact of a dream was perceived, as the omen and connection means between human and gods by this socities. It had the same meaning in The Holy Books and the Ancient Near East mythological sources. Hittite civilization that established strong and an important state in Central Anatolia, were influenced by the Ancient Mesopotamian civilizations about dream’s meaning and perception. It was understood that dreams were accepted as the omen means. Because it could be quided regarding the future. Ancient civilizations tried to find some clues about the future from their gods in their dreams. When they saw bad dreams, they communly accepted it as a bad future. We have the same perception about this, nowadays. It is worth to state that the Ancient Near East civilizations’s people who wondered the future and tried to get clues for it, firstly had a purification ritual and then they spent the night (slept) in temples or cities of the important cult centers. They expected to see the dream about their questions from gods at that night. Islam traditions has the same practise and it is called “asking for divine guidance through a dream”. 

Tam metin (Türkçe) :
Paylaş :
Benzer Makaleler
Yorum Yap
  • Adınız :
  • Güvenlik Kodu :
  • Yorum :