Makale özeti ve diğer detaylar.
Klasik Türk şiirinde şehir, kasaba, köy gibi yerleşim yerlerinin konu edildiği manzumeler arasında hiciv niteliği taşıyan örnekler de bulunmaktadır. Şairler, bu metinlerde "beğenmeme, halkından hoşlanmama, umduğunu bulamama, doğasından ya da coğrafî konumundan rahatsızlık duyma, isteği dışında gönderilme" gibi çok farklı gerekçelerle İmparatorluk coğrafyasına ait birçok yerleşim yerini, genellikle isminden ya da halkının özelliklerinden hareketle söz sanatlarından ve argo ifadelerden de yararlanarak hicvetmişlerdir. Bu çalışmada divan şairlerinin kaleme aldığı şehir hicivlerinin tespit ettiğimiz örnekleri kısaca tanıtılmış ve XVIII. yüzyıl şairlerinden Arpaemîni-zâde Mustafa Samî'nin, Edirne'ye ilişkin olumsuz duygularıyla kış mevsiminin olumsuz özelliklerini birleştirmek suretiyle kaleme aldığı Edirne hicvi üzerinde durulmuştur. Şair, bu kasidedeki ifadeleriyle hem Edirne'yi ve halkını sevmediğini samimi bir biçimde ortaya koymuş hem Osmanlı İmparatorluğu'nun iki başkenti arasında kökü fetih yıllarına uzanan çekişmenin izlerinin XVIII. yüzyıl başlarında örtülü bir biçimde de olsa devam ettiğini göstermiştir.
In the classical Turkish poetry, there are satirical examples among the poems which is subject about settlement places like cities, towns and villages. Poets, in these texts, had satirized various settlement place at imperial geography, generally because of its place name and folk features under cover of rhetoric and argo, reasons such as "disapprobation, aversion of the folk, disappointment, getting irritate from nature or geographical location, to be dispatched involuntarily". In this study, the city satires that put down on paper by the Divan poets shortly familiarized which we have made firm, and it is focused on the Edirne satire of the XVIII. century poets Arpaemîni-zâde Mustafa Samî which put down on paper his negative feelings about the Edirne city, combining by negative features of the winter season. By the expressions in this qasida, the poet revealed intimately that he doesn't like the Edirne and its folk. Likewise, he had indicated the contention among the two capital city of Ottoman Empire which its root reached to conquest years, continued implicitly beginnig of the XVIII. Century.