Makale özeti ve diğer detaylar.
Türkiye'deki âşık tarzı şiir geleneği çalışmalarında ilk olarak adı geçen yerlerden biri olan Erzurum-Kars bölgesi, "kültürün canlı bir şekilde yaşadığı ve yaşatıldığı" söylemiyle hemen bütün araştırıcıların sözlü ve yazılı ürünlerinde yer almaktadır. Bölgenin özellikle tarihî, demografik ve coğrafi konumunun yıllar boyunca geleneğin yaşaması ve yaşatılmasında temel olan anlatıcı, dinleyici ilişkisinin varlığına olanak tanıması, bu söylemin gelenekselleşmesine neden olmuştur. Ancak son çeyrek asırda kültürel, ekonomik ve sosyolojik açıdan değişen kültürel yapı geleneğin sürdürülebilirliğini zayıflatmıştır. Yaşanan gelişmelere yeterince ilgi göstermeyen kurumların âşıkların beklentilerini karşılayamaması hayal kırıklıklarını arttırmış ve âşıklık sanatından ziyade âşıkların sosyo ekonomik sıkıntıları gündemde yer edinmiştir.
Erzurum-Kars Region which is one of the first mentioned places in the studies of minstrel style poems in Turkey takes place in both written and oral works of almost all of the researchers with the saying "the place where the culture still exists and is being perpetuated". That the historical, demographic and the geological position of the district enables the relationship between the narrator and the audience, which grounds the existence and the maintenance of this culture throughout the years, causes this utterance to become a classical. Yet in the last quarter of this century, the cultural structure of the region that changes in terms of culture, economy and sociology weakens the continuity of this tradition. That the institutions which are not adequately interested in the very latest improvements hasn't met the expectations increases the minstrelsy's disappointment; and moreover, the minstrels' socio-economic straits are the order of the day instead of the art of minstrelsy itself.