Makale özeti ve diğer detaylar.
Türklerin İslam dinini kabul etmelerinden sonra yazdıkları eserlerin konularından biri de Allah’a yakarıştır. Allah’a yakarışın anlatıldığı eserler “münacat”, “tazarru” veya “tazarru-nâme” adlarıyla anılmıştır. Tazarru-nâmeler manzum veya mensur biçimde yazılmıştır. Türk edebiyatındaki tazarru-nâmelerin en önemlisi XV. yy.ın ikinci yarısında Sinan Paşa tarafından manzum ve mensur karışık biçimde yazılmıştır. Sinan Paşa’nın Tazarru‛-nâme’si dışında Türk edebiyatında bu konuyla ilgili yazılan eserlerden birisi de Güvâhî’nin manzum Tazarru‛-nâme’sidir. Güvâhî’nin Tazarru‛-nâme’si Çorum Hasan Paşa İl Halk Kütüphanesi 19 Hk 2141 numarada kayıtlı bulunan 555 beyitlik manzum bir eserdir. Tespit edilebilen bu tek nüshalık eser XVI. yy.ın başında yazılmış, XVII. yy.ın ortalarında da istinsah edilmiştir. Muhteva bakımından dinî içerikli olan Güvâhî’nin Tazarru‛-nâme’sinde Allah’ın varlığının ve birliğinin, Hz. Muhammed’in, altı büyük peygamberin, dört büyük halifenin, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in anlatıldığı bölümler ile “el-mev‛ize, şi‛r-i hakîkat, ilâhî” başlığı taşıyan bölümler yer almaktadır. Güvâhî eserinde dünyanın fani oluşundan, ahiret için hazırlık yapılması gerektiğinden ve günahların bağışlanması için Allah’a yalvarılması gerektiğinden bahseder. Klasik Osmanlı Türkçesi döneminin başında yazılan bu eserde Eski Türkiye Türkçesinin dil özellikleri görülmekle beraber kelime ve eklerdeki değişiklikler dikkat çekicidir. Metnin tamamına bakıldığında Türkçe kelimelere oranla Arapça ve Farsça kelimelerin yoğunlukta olduğu görülür. Bu çalışmada Güvâhî’nin Tazarru‛-nâme’sinin çeviri yazılı metni, eserin dil özellikleri ve eserde geçen kelimelerin dizini verilmiştir.
After adopting the Islamic religon, one of the subjects in Turkish literature has been praying to God. Writings which are related to praying to God are called “munacat”, “tazarru” or “tazarru-nâme”. Tazarru-nâme’s were written in either verse or prose. The most important Tazarru-nâme in Turkish literature was written by Sinan Paşa in the second half of the 15 th century; it’s style is a mixture of both verse and prose. The only other one known Tazarru’-nâme is Guvâhî’s Tazarru-nâme. Guvâhî’s Tazarru‛-nâme is a literary work composed of 555 verses, which is registered in Çorum Hasan Paşa İl Halk Kütüphanesi with number 19 Hk 2141. The only known copy of this literary work was written in the beginning of the 16 th century and duplicated by hand in the middle of the 17 th century. In Guvâhî’s Tazarru‛-nâme, there are sections related to the existence and unity of God, Hz. Muhammed, six big prophets, four great caliphs, Hz. Hasan and Hz. Huseyin. Additionally, there are parts named “el-mev‛ize, şi‛r-i hakîkat, and ilâhî”. In his work, Guvâhî writes about the mortality of the world, preparation for the hereafter, and praying to God for forgiveness of sins. Though this work was written in the beginning of the classic Ottoman Turkish period, what is remarkable is that it shows characteristics of both the old Turkish language and the newer vocabulary and affixes. Reading the entire text shows that Arabic and Persian words are in density compared to Turkish words. In this work, we studied the transcribed text, language features and word indices of Guvâhî’s Tazarru-nâme.