Makale özeti ve diğer detaylar.
Toplumlarda meydana gelen sosyal ve siyasal değişimlerin kültürel üretimlerdeki yansımalarını belirgin bir şekilde hissettirmesi kaçınılmaz sosyolojik bir olgudur. Romantik milliyetçilikle birlikte ulusal kimliklerin şekillenmeye başladığı 19. yüzyıldan itibaren kültürel belleğin tarih, dil gibi önemli bir taşıyıcısı olan folklor ürünleri, başta sosyal bilimler olmak üzere ideolojik ve edebî akımların üzerinde durdukları bir alan olarak karşımıza çıkmıştır. Siyasal anlamda ideolojilerin şekillendirmeye başladığı 20. yüzyıl dünyasında, hâkim ideolojiler kurgulamaya çalıştıkları yeni toplum modelleri için öngördükleri kültür politikalarında folklor ürünleri önemli işlevler üstlenmiştir. Folklor ürünlerinin üslubu, taşıdığı kültürel kodlar ve işlevsellikleri bu yaklaşımda etkin unsurlar olmuştur. Bu bağlamda Türk edebiyatında 1930'lardan sonra halk anlatıları, halk şiiri ve halk edebiyatı ürünlerine yönelişle başlayan süreç, 1940'lardan sonra giderek hızlanır ve bu eğilim edebiyatı besleyen önemli kaynaklardan biri hâline gelir. Bu noktada Türk folkloruna ait destan, halk hikâyesi, masal, efsane gibi türlerde verilmiş önemli eserler yeni bakış açıları ve tekniklerle topluma sunulur. Suat Taşer'in 1962 yılında yayımlanan Dede Korkut'un bir boyunun yeni bir anlayışla yeniden yazımı olarak görülebilecek Deli Dumrul-Ölüm ve Aşk (Destan-Oyun) adlı eserinde olduğu gibi anlatım ve söyleyişte yeni arayışlara gidildiği görülür. Çalışmada, folklor ürünlerinin ve bu ürünler içerisinde aktarılmaya çalışılan kültürel değerlerin modernize edilerek günümüze nasıl uyarlanıp sunulduğu; yazarın uyarlama esnasında asıl metinden uzaklaştığı noktalar, geleneksel içeriğin ne ölçüde değiştirildiği ve söz konusu eserlerin tema ve biçim açısından değişiminde etkili olan unsurlar Suat Taşer'in Deli DumrulÖlüm ve Aşk (Destan-Oyun) adlı eseri ile Deli Dumrul Destanı'nın asıl metni karşılaştırılarak irdelenecektir.
It's a sociologically inevitable phenomenon that the social and political changes occuring in societies evoke their reflections in cultural productions prominently. Since the 19th Century, when national identities began to take form along with romantic nationalism, folkloric artifacts which are significant conveyers of cultural recollections such as history and language, have confronted us as a field emphasized by ideological and literary movements, notably Social Sciences. In the world of 20th Century, when ideologies began to take form in political sense, folkloric artifacts undertook significant functions in culture policies envisaged by dominant ideologies for the new forms of Societies which they tried to build. The style of the folkloric artifacts, cultural codes they conveyed, and their functionality have been active components in this approach. In this sense, the intensifying process , which begins to head towards works of folk narrations, folk poetry, and folk literature in Turkish Literature after 1930s, gradually increases after the 1940s and this tendency becomes one of the significant sources fostering literature. At this point, substantial works of Turkish folklore such as epics, folktales, tales, legends have been released to the public within new perspectives and techniques. It can be seen that new pursuits in expressions and utterances have been embarked, like in 'Deli Dumrul - Ölüm ve Aşk' (Epic and Play) by Dede Korkut , which can be considered as the rewriting of one of his epics with a new understanding. This study aims to make a comparison between 'Deli Dumrul - Ölüm ve Aşk' (Epic - Play) by Suat Taşer and the original text of the Epic of Deli Dumrul and to examine how folkloric artifacts and cultural values tried to be transmitted into those artifacts have been modernized, adapted contemporarily and released ;the parts where the writer digressed from the souce text during the adaptation; to what extent the traditional context has been changed; and the components influential in the change of given works in terms of theme and form.