Makale özeti ve diğer detaylar.
Asya kökenli bir çiçek olan lale, Asya, Anadolu ve Avrupa kültürlerinde gündelik hayattan yüksek saray kültürüne, dini sembolizmden özel kavramlaşmalara kadar yer edinmiş bir kültür bitkisidir. Asya’nın bu yabani çiçeği bir kültür bitkisi olma vasfını Anadolu’da kazanır. Batı kültüründe ve Anadolu’da Tulipomania olarak adlandırılan lale deliliğinin tarihi XVI. yüzyılda başlar. Bu tarihten sonra özellikle İstanbul’da, yeni bir lalenin yetiştirilmesi lale meraklılarını ve şairleri ad verme yarışında heyecanlandırmış, laleyi yetiştiren gibi, ona en güzel adı veren de ödüllendirilmiştir. Sosyal hayatın edebi geleneğe yansımasının müjdecisi olarak değerlendirilebilecek bu geleneğin en güzel örnekleri Esâmî-i Lâle manzumeleridir. İlk örneğiyle XVII. yüzyılda karşılaşılan lale çeşitleri üzerine yazılmış bu şiirler klasik edebiyat geleneğinde farklı ve yeni bir şiir türünün habercileri olmuştur. Özellikle XVII. ve XVIII. yüzyılda divanlarda yer almaya başlayan Esâmî-i Lâle manzumeleri dönemin algısını yansıtan popüler şiirler olarak kalmış, son örnekleri XIX. yy’da görülmüştür. Lale isimleri anlamına gelen Esâmî-i Lâle şiirlerinde her beyitte bir veya daha fazla lale adı bir takım anlam ilişkileriyle değerlendirilir. Lale adları çoğunlukla tevriyeli bir kullanımla gerçek anlamının yanında sembolik bir çağrışıma da sahiptir. Bununla birlikte her beyitte çiçek kültürü ve İstanbul lalesi kavramlarını ihtiva eden kelime ve terkipler bir arada kullanılmıştır. Bu çalışmada Esâmî-i Lâle şiirleri üzerine genel bir değerlendirme yapıldıktan sonra, Hâtif Divanı’nda yer alan Esâmî-i Lâle konulu matlalar formel bir yaklaşımla incelenerek ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Tulip as a flower originated in Asia is a cultivated plant which has taken place in Asian, Anatolian and European cultures being from a religious symbolism to special conceptualization, from daily life to elite palace culture. This wild flower of Asia has acquired to be a cultivated plant in Anatolia. The history of the fondness for Tulip called Tulipomania in western culture and Anatolia begins in the sixteenth century. Following this period, particularly in Istanbul, growing a new type of tulip made its addicted people and poets excited to name it, and the person who gave the most beautiful name as well as raising it was awarded. The best examples of this tradition which can be considered the herald of the reflection of social life to the literature are Esâmî-i Lâle poems. The poetry firstly written on Tulip types in the seventeenth century has become the herald of the different and new type of poetry in classical literature tradition. In the poems of Esâmî-i Lâle meant tulip names, in each line, one or more tulip name is evaluated by means of several meanings. The tulip names mostly with a double entendre (tevriye) use have a symbolic association in addition to the real meaning. Further, the words and constitutions (terkip) including the concepts of flower culture and Istanbul tulip in each line have been used together. In this study, the first two lines (matla) about Esâmî-i Lâle taking place in Hâtif Divani have been comprehensively examined in a formal way.