Makale özeti ve diğer detaylar.
Türk Milletinin gerek tarihini, gerek kültürünü, gerek sanatını, gerekse medeniyetini konu edinen çalışmalarda özellikle de batı kaynaklı olanlarında bu milletten genellikle göçebe bir kültürün sahibi olarak bahsedilir. Bu söylenenlerin bir kısmı doğru olmakla beraber önemli bir bölümü de hatalarla doludur. Bazıları bilgi eksikliğinden, bazıları yetersiz araştırmaların sonucu olarak, bazıları ise belki bir ön kabulün sonucunda yapılarak yayınlanmış çalışmalardır. Biz bu yanlışlıkların giderilmesine katkı sağlayacak çalışmaların Türklerin yerleşik hayata geçtikten sonra ki medeniyetini ve kültürünü anlatan eserlerden faydalanılması yolu ile elde edilebileceğini ve anlaşılacağını bu konuda yapılacak olan çalışmaların çoğalması sonucu bu alandaki hataların ve eksikliklerin bir nebze dahi olsa giderilebileceğini düşünüyoruz. Türk Mimarisinin XI. Yüzyıl Türk Dünyasında ki durumunun anlaşılabilmesi hususunda bize rehberlik edebilecek eserlerden biriside Kaşgarlı Mahmud tarafından kaleme alınan ve Türkçenin bilinen en eski sözlüğü olarak kabul edilen Divanu Lügati’t-Türktür. Üzerinde yaşadıkları Dünya’yı, vatan olarak benimsedikleri coğrafyayı ve kullandıkları mekânı algılama biçimlerinin yanı sıra yerleşik hayata geçen Türklerin mimarlık anlayışı ile birlikte mimarîyi algılama biçimlerini ve bunların Türk kültür dairesinde ki yerini ve önemini kavramak açısından önemli olduğunu düşündüğümüz bu eser çalışmamıza temel teşkil etmiştir. Türkün algılamasında ürettiğine ya da yaptığına ad verme geleneği vatan edindiği topraklarda inşa ettiği yeni yurtluk mekânlar Türk mimari ve sanat anlayışının önemli göstergeleri olmuştur. İnşa edilen bu mekânlarda tabi olarak yeni mimari adlandırmaları da Türk onomastiğinin ulaştığı seviyeyi de göstermesi açısından son derece önem arz etmektedir.
In those works focused on Turkish history, culture, arts, civilization and so on, especially the western Works, it has been mentioned about Turks as an inheritor of nomadic culture. While some of these might be true, most of them contain errors. Some of these works are results of lock of knowledge and inadequate research while others are results of prejudice. We think that the right works helping the mistakes in previous studies will be done vie benefitting from the studies explaining the cultures of Turks right after the settled life and via increasing the number of these studies. One of the studies guiding us in understanding the XI century’s Turkic architecture is the Divanu Lügati’t-Türk written by Kaşgarlı Mahmud. This is one of the known oldest dictionary in Turkish. Work of Mahmud that is decisive in understanding the Turkish culture, their architectural view especial after settled life and their social and geographic habitus will be essential source of our focus. Turk’s naming tradition of their imagined products and their real products and their habitats turned to be major indicator of Turk’s architecture and art perspectives. Furthermore, the new architectural onomastic practices of Turks in these spaces are decisive in order to highlight the level of onomastic among Turks.