Makale özeti ve diğer detaylar.
Entegrasyon ve kültürlerarası ilişkilerin kavramsallaştırılması ve kuramsallaştırılması temelindeki bu çalışmada, Danimarka’daki Müslüman toplumunun sosyo-kültürel durumu ve Müslü¬manların toplumsal bütünleşmesinde dinin işlevi konusunda yapılan tartışma ve uygulamalar incelenmektedir. Öncelikle konunun kuramsal temelini oluşturan azınlık ve çoğunluk kategorileri arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan entegrasyon, asimilasyon ve izolasyon kavramlarının sosyolojik içeriklerinin analizi yapılmakta ve daha sonra, artık Danimarka toplumunun ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan Müslüman toplumun demografik profili hakkında bilgi verilmektedir. Bu bağlamda Müslüman nüfusun ülkenin büyük kentlerinde yoğunlaşmasının nedenleri üzerinde durularak, birinci ve ikinci kuşak müslüman göçmenlerin eğitim ve istihdam modelleri araştırılmaktadır. 1960’lı yılların sonundan itibaren Müslümanların toplu olarak bu ülkede yaşamaya başlamasıyla birlikte tartışılmaya başlanan ve değişik dönemlerde farklı içerikler kazanarak gündemde kalan entegrasyon konusundaki akademik söylem ve siyasî uygulamalar irdelenmektedir. Bu bağlamda 1960 ve 1970’li yıllarda, çoğunluğun müdahalesi olmadan, Müslümanların kendi çabalarıyla topluma entegre olmaya çalıştıkları müdahalesiz entegrasyon dönemi, Müslümanların 1980- 2000 yılları arasında asimile edilmeye çalışıldığı dönem ve 2001 yılından sonraki Müslüman nüfusun ülke güvenliği için bir tehdit ve tehlike olarak görüldüğü dönemin temel özellikleri irdelenmektedir. Çalışmada ayrıca farklı kuşakların din ve dindarlık algı- lamalarında ortaya çıkan temel farklar ortaya konulmakta, yabancı ve özellikle Müslüman karşıtı söylem ve icraatların Müslüman gençlerin kimlik tanımlamalarına etkisi tartışılmaktadır. Diğer yandan çoğunluğun din karşısındaki genel tutumunun, İslam ve Müslüman algılamalarının ve değişik Müslüman kuşakların kendi içsel din yorumlamalarının entegrasyon tartışmalarına etkisi araştırılarak, gerçek entegrasyonun nasıl gerçekleştirilebileceği sorusuna cevap aranmaktadır.
In order to conceptualize and theorize integration, religion and intercultural relations, the socio-cultural condition and the function of religion in the social integration of the Muslim population in Denmark are examined in this work. As the relation between minority and majority groups is the foundation of the theoretical framework, initially, the sociological concepts of integration, assimilation and isolation are analyzed and thereafter the demographic profile of the Muslim population that has become a part of Danish society is investigated. In this context the reason for the Muslim poulation’s concentration in the big cities and the choice of employment pattern of the first and the second generation are accounted for. After the emergence of Muslims in Denmark in the late 1960s, there has been an ongoing debate through different periods of time, and thus the integration of the academic discourse and political prac¬tices governing the Muslim population are also discussed. On this basis the integration process is analyzed from different perspectives: the period from the 1960s and 1970s where the Muslim population endeavored to integrate into society with slight government involve¬ment, the period from 1980s to 2000s where Muslims faced pressure to assimilate and the period after 2001 where the Muslim population has been seen as threat and security problem for the country. Further the main differences of perceiving religion and religiousity between different generations and the impact of antimuslim discource is analyzed. Also the definition of identity by young people is investigated. In this context, the majority population’s attitude towards religion, the perception of Islam and Muslims, the various Muslim generations’ inner perceptions of religion and the effect of integrations debates are discussed. Lastly, several integration solutions on achieving real integration are purposed.