Makale özeti ve diğer detaylar.
The ‘property dispute’ of the Cyprus issue is just one of many layers of the problem. Not only, is it related to the fundamental rights of around 210,000 internally displaced people of the island, but it will also be a focal parameter to economic and social ends in the event of reunification. After presenting a brief historical overview of the problem and the two official positions of both Turkish and Greek sides - the achievement of ‘bizonality’ and the restoration of ‘human rights-, this article seeks to elaborate these two specific positions with a special focus of the cases of Loizidou v. Turkey and Xenides-Arestis v.Turkey in European Court of Human Rights which put the Immovable Property Commission in the focus for the restoration of property claims of displaced people throughout the island. The article argues that the exhaustion of domestic remedies through the Immovable Property Commission could give a new impetus on the negotiation table to the property issue against all odds. Besides this new institutional structure given by the Immovable Property Commission could set a new venue for solving the dispute which has been always in a deadlock for so many years with both parties and with their unarguable positions.
Mülkiyet tartışması, Kıbrıs sorununun, çok katmanlı ve yıllardır çözüm bekleyen konularından sadece biri olarak görünse de; ada içinde yerlerinden olmuş 210.000´e yakın kişiyi ilgilendiren ve tüm adanın sosyo-ekonomik ve kültürel yapısını temelinden değiştiren bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır..Mülkiyet tartışmasının çok önemli bir uzlaşmazlık konusu olması ayrıca, adanın tekrar birleşmesi ihtimalinde de bu konunun yine barış masasına yatırılacak ve görüşmeleri kökünden degiştirecek yapıda bır sorun olmasından da kaynaklanmaktadır. Bu çalışma da, mülkiyet tartışmasının adanın geleceği içindeki önemini, öncelikle tarihsel arka plan çerçevesinde tanımlamak amaçlanmaktadır. Ardından Kıbrıs’ta Türk ve Yunan tarafların mülkiyet tartışmasına bakış açılarını da ele alınacaktır. İki tarafında müzakare masasında çok esneme payı bırakmadıkları bu bakış açıları birbirinden çok farklı bir yapı da olması, uzlaşının oluşabilmesini olanaksızlaştırdığından bu argümanlar daha da önem kazanmaktadır. Anlaşmazlığın taraflardan biri olan Türk tarafi iki-bölgelilik, Yunan tarafı ise insan hakları argümanları üzerinden konuya yaklaşmaktadır. Taraflar tezlerini bu yönde savunurken, bu çalışma Avrupa Insan Haklari Mahkemesi´nin iki önemli karari ile (Loizidou Türkiye´ye Karşı ve Xenides-Arestis Türkiye‘ye Karsi) kurulmasina sebebiyet verdiği ve kararları ile bir iç hukuk yontemi olarak tüketilmesini ön-kosul olarak gösterdiği Tasinmaz Mal Komisyonu´nu incelemeye çalışacak ve artık görüşme masasında kemikleşmiş bir konu haline gelmiş, adanın mülkiyet sorununa yeni bir umut ışığı olabileceğini tartışmayı amaçlamaktadır.