Makale özeti ve diğer detaylar.
1950 yılında yayımladığı “Yazma” adlı şiir kitabıyla edebiyat dünyasına giren Can Yücel, 15-20 senelik bir arayış devresinin ardından özellikle 1965’ten sonra şiir kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Şair, yüzey yapıda küfür, argo ve müstehcenliğin öne çıktığı şiirlerinde toplumcu bir bakış açısıyla olay ve olgulara yaklaşmaya çalışmıştır. Onun toplumsal duyarlılığının, eleştirel bakış açısının yansıma biçimlerinden birisi -yaşam algısının da etkisiyle- taşlama, yergidir. İroni de bu anlamda taşlamanın bir parçası olmakla birlikte, şairin “saçma” karşısında kendisini konumlandırmasına yarayan bir araçtır. Bu incelemede ironinin Can Yücel’in şiirlerinin yapısı içindeki önemi, örnekler üzerinden değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Can Yücel, who started to contribute to literature in 1950 with his book “Yazma” , has attracted the attention of the poetry environment especially after 1965, after a 15-20 year of search period. The poet tried to approach the events (incidents) and facts with a socialist point of view in his poems in which he put forward swearing, slang and obscenity. One of the reflection forms of his social sensitivity and critical point of view – within the effect of his perception of life – is lampooning. Irony in this respect is the part of lampooning, in addition it’s a vehicle for the poet to locate himself against “nonsense” . In this study the significance of irony in the structure of Can Yücel’s poems is going to be evaluated via examples