Makaleler     Dergiler     Kitaplar    

Turkish Studies-International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Yıl 2013 , Cilt 8 , Sayı 5

Makale özeti ve diğer detaylar.

Makale özeti
Başlık :

20’inci yüzyıldan 21’inci yüzyıla geçişte jeopolitik kırılmalar ve yeni dengelerin oluşumu

Yazarlar :
Yazar kurumları :
Sakarya Üniversitesi1
Görüntülenme :
726
DOI :
Özet Türkçe :

1990 yılında SSCB’nin dağılması ile ortaya birçok küresel sorun çıkmıştır. Bu sorunların en başında da 20’inci yüzyıla damgasını vuran Soğuk Savaş, iki kutuplu dünya düzeni, nükleer ve balistik silahlara dayalı denge ortamının yok olması ve yerine asimetrik özelliklere sahip kaotik bir ortamın çıkması vardır. Yeni başlayan süreç, hem bütün toplumların siyasi/politik yaşamsal desteklerini ve dayanaklarını ortadan kaldıracak şekilde sarsmış, hem de ortaya çıkan problem sahaları ile mücadele edebilecek jeopolitik teorilerin eksikliği hissedilmiştir. Özellikle her seviyedeki gücün yeni başlayan sürecin bilinmezliği ile mücadele edebilecek donanıma sahip olmaması, orta vadeli bir plan yapamamasına ve uzun vadede nasıl bir sürprizler zinciri ile karşılaşabileceklerine dair bir fikir oluşturamamalarına neden olmuştur. Özellikle eski Sovyet topraklarının enerji kaynakları, birbirine karışmış halkları, toplumsal sorunları, değişik yeraltı kaynakları, etnik çatışma sorunları ve radikal terör örgütleri, bütün dünyayı kaos ortamına sokmuştur. Dolayısı ile dünyanın 1990 yılında önemli bir kırılma noktası yaşadığını ifade etmek gerekmektedir. Bu öyle bir noktadır ki yakın ve uzak geçmişin birikimleri etkisiz kalmaktadır ve yeni bir stratejik ve jeopolitik yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Asıl sorun şudur. 20’inci yüzyıl boyunca iki güç kutbuna dayandırılmış olan denge esaslı jeostratejik teoriler yeni dönemin asimetrik kaos ortamında geçerli olacak mıdır? Yoksa yeni jeostratejik algılama ile inşa edilecek teorilere mi ihtiyaç duyulacaktır?

Anahtar kelimeler :
Özet İngilizce :

With the collapse of the USSR in 1990, many global problems have arisen. One of the most crucial issues has been the replacement of the stability sustained by Cold War that affected the 20th century deeply, the bipolar world system, nuclear and ballistic weapons with a chaotic environment of asymmetric features. This new stage not only affected the political vital constraints of all societies but also showed the need of geopolitical theories dealing with problems that can arise. The incapability in dealing with uncertainties of power at all levels caused a lack of compiling long and mid-term plans. Energy sources of the former Soviet territory, merged communities, social issues, various underground resources, issues of ethnic conflicts and radical terrorist organizations, put the whole world into a chaotic environment. Therefore, an important breaking point in 1990 was experienced by all countries. This is such a point that the near and distant past accumulations will remain ineffective and new strategic and geopolitical approaches are required. The main problem is revolved around two questions. Will the geo-strategic theories of 20th century that are based on two power poles be available in the new era of asymmetric chaos? Or, are theories, built with the new geostrategic perception needed?

Anahtar kelimeler :
Tam metin (Türkçe) :
Paylaş :
Benzer Makaleler
Yorum Yap
  • Adınız :
  • Güvenlik Kodu :
  • Yorum :