Makale özeti ve diğer detaylar.
Türkiye’de, 1970 ve 1980 yılları arasında, siyasi sebeplerle meydana gelen şiddet olaylarında değişik kaynaklara göre sağ ve sol görüşlü 5.000 dolayında vatan evladının hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. 12 Mart 1971 askeri müdahalesinin öncesi ve sonrasında yaşananları ele alarak, 1980’e kadar olan zaman diliminde, aşırı sağ ve sol görüşlü aktivistlerin birbirleriyle ve devletin güvenlik güçleriyle olan kavgalarını ele alan, 1970’ler Türkiye’sinin bilinmeyen yanlarına edebi bir perspektiften bakıp kültürel hafızasını tutan, bu döneme etkili bir dille ayna tutmaya çalışan eserlere genel bir ifadeyle ‘12 Mart Romanları’ denmektedir. Kaos ve kargaşanın, aşırı şiddetin, devlet tarafından kendi halkına uygulanan baskının had safhada olduğu bir döneme ışık tutması sebebiyle bu romanlar, paha biçilmez değere sahip yazılı kaynaklardır. Bu çalışma özellikle, 12 Mart dönemi kadın yazarlarının kalemlerinden çıkan romanlarda ele aldıkları kadın tiplemelerini konu edinmiştir. Devrimci harekette yeralan kadınlara toplumun genel anlamda bakışını ve bu kadınların devrimci olmanın bedelini nasıl ödediklerini incelemiştir. Çalışmamızda devrimci kadınların yanısıra, maddi refahı ve zenginliği elde etme karşılığında toplumun ataerkil ve baskıcı yapısına boyun eğmeye razı olmuş ve mükemmel tüketiciler olarak tanımlanabilecek burjuva kadınları ile kendilerini sadece üreme malzemesi olarak kabul eden, vücutlarını erkekleri tatmin etmede araç olarak gören cahil kırsal kesim kadınları da incelenmiştir. Bu çalışmada Füruzan’ın 47’liler, Sevgi Soysal’ın Şafak, Adalet Ağaoğlu’nun Bir Düğün Gecesi ile Pınar Kür’ün Yarın Yarın romanları incelenmiştir
It is estimated that between 1970 and 1980 more than 5,000 people died in politically motivated violence in Turkey. The ‘March 12th novels’ is a retroactive umbrella term used to describe the works of fiction written this period. Their inspiration is the events surrounding the March 12th military intervention; the military takeover, the battle between revolutionary left wing activists and nationalists, and the political and social fallout of the intervention. It is during this period of persecution and oppression that the March 12th novels were written and they provide an invaluable source for anyone wanting to understand the effects of the persecution and atrocities committed by the state on its people. This article examines the characterization of women in 1970s Turkey through number of March 12 novels written by particularly female novelists. It studies the characterization of revolutionary women; their treatment by wider society, and the price they paid for being revolutionary. Along with revolutionary women, the article also focuses other examples of female figures such as bourgeois women who are presented as perfect consumers willing to accept subjugation to the patriarchy in exchange for material wealth, whilst, on the other hand, rural women are presented as ignorant and almost bestial creatures who view the female body as nothing more than a vehicle for reproduction and the satisfaction of men. This article in particular has focused upon works such as 47”liler (The Generation of ’47) written by Füruzan, Şafak (The Dawn) by Sevgi Soysal, Bir Düğün Gecesi (A Wedding Night) by Adalet Ağaoğlu and Yarın Yarın (Tomorrow Tomorrow) by Pınar Kür