Makale özeti ve diğer detaylar.
Jön-Türk akımına duyduğu ilgiyi gösteren edebi çalışmalarıyla İstibdat yönetimi karşısında tavır alan Rıza Tevfik, Said Halim Paşa'nın girişimleri ve ağabeyinin, İstabdat döneminin, işkenceleriyle ünlü hapishanesi Bekirağa Bölüğü'nde intihar etmesi gibi mücbir sebeplerle İTC saflarına katılmış ve Mülkiye Mektebi kökenli olduğu için kendisini çok daha Pozitivist bir çevrede bulmuştur. Çünkü Ce-miyetin çekirdek kadrosu çoğunlukla bu görüşü radikal biçimde içselleştiren Asketi Tıbbiye kökenli gençlerden oluşmaktadır. Bu üç dinamiğin etkisiyle yeni çevresine hızla uyum sağlayan Rıza Tevfik, üstün hitabeti ve kuvvetli kalemiyle kısa süre içinde idealist gençliğin dikkatle takip ettiği bir fikir adamı portresi çizmeye başlamış ve çok geçmeden bağlı bulunduğu ekolün ve savunduğu fikirlerin iktidar olduğunu görmüştür.
Rıza Tevfik, who took a stand against despotism governance with his literary works that showed his interest in Young-Turk movement, joined the ITC side for coercive reasons such as Said Halim Pasha's interferences and his elder brother's suicide in Bekirağa Troop, despotism governance's prison notoriously known for tortures, and found himself in a much more positivist environment since he had Civil Service School origins Because the key staff of this community was mostly composed of young people originating from Military School of Medicine that internali-zed this idea. Having accommodated to his new environment with the effect of these three dynamics, Rıza Tevfik turned out to be an intellectual followed attentively by the idealist youth in a short time thanks to his superior rhetoric and strong writing and before too long he saw that his school and the ideas he defended were in power.