Makale özeti ve diğer detaylar.
I. Dünya Savaşı'nın ilk yılı içinde özel bir okulda felsefe dersleri vermeğe başlayan Rıza Tevfik, bu etkinliği ile eş zamanlı olarak, Türk halk edebi¬yatıyla ilgili bilimsel çalışmaları ile de adından söz ettirmiştir. Ancak, Bektaşi öğretilerine özellikle vurgu yaptığı söz konusu süreç içinde, hiçbir zaman, Abdullah Cevdet kadar yerleşik inançları aşağılayan bir tutum içine de girmemiştir. 1915 yılında, yakın dostu Tevfik Fikret'in ölümüyle birlikte ortaya çıkan boşluğu doldurabilmek için Bebek'teki Amerikan Koleji'nde, Türkçe ve Edebiyat derslerine, İnas Darülfünunu'nda ise Felsefe derslerine girmeye başlayan Rıza Tevfik, 1918 yılında, Darülfünun Edebiyat Şubesi'¬ne, Felsefe Tarihi ve Estetik Müderrisi" sıfatıyla atanmış; "Abdülhak Hamid ve Mülahazat-ı Felsefiyesi" adlı ünlü eserini de bu dönemde kaleme almıştır. Savaş biterken daha çok Samih Rıfat ve Ahmed Naim ile girdiği polemikleriyle dikkat çeken Rıza Tevfik, dikkat çekmeye çalıştığımız çizgini devam eden süreçte de sürdürmüş ve gerek bastırdığı ders notları ve gerekse Ömer Hayyam ile Bergson'u tahlil eden çalışmaları sayesinde felsefi kimliğinin en belirgin olduğu zaman dilimine tanıklık etmiştir.
Rıza Tevfik who started to lecture philosophy lessons in a private school during the first year of World War 1st, synchronously with his activity he also became popular with his scientific studies related to Turkish Folk Literature. However, in the mentioned period when he gave much stress on Bekhtashi doctrines, he was never in an insulting attitude to-wards iconoclastics like Abdullah Cevdet. In 1915, Rıza Tevfik started to give Turkish and Literature lesssons in the American College in Bebek and started philosophy lessons in Inas Ottoman University in order to fill the gap of his close friend Tevfik Fikret's death. He was assigned to the Literature Department of Ottoman University as a professor of philosophy history and aesthetical in 1918. He wrote his famous work Abdülhak Ha¬mid and Mülahazat-ı Felsefiye in this period. Rıza Tevfik who stood out with his polemics with Samih Rıfat and Ahmed Naim when the war was finishing and he also continued his line we wanted to take your attention on in the following period and he witnessed the most significant philosop¬hic period thanks to his studies which describes both Ömer Hayyam and Bergson and with the lesson notes which he published.