Makale özeti ve diğer detaylar.
Yirminci yüzyılın son çeyreğinde dünyada meydana gelen ekono-mik, siyasal, kültürel, teknolojik ve çevresel alandaki değişmeler, ülkelerin kalkınmalarında uyguladıkları politikaları tekrar gözden geçirmeleri gereğini doğurmuş ve kırsal alanların kalkındırılmasında, tarımsal kalkınmanın yanı sıra kırsal sanayi ve kırsal turizm gibi diğer sektörleri de kapsamına alan çok yönlü bir yaklaşımı zorunlu kılmıştır. Kırsal kalkınma, temelinde, kır-kent arasındaki sosyo-kültürel ve ekonomik farklılıkların optimum bir dengeye kavuşturulmasını, kırsal nüfusu yerinde kalkındırmayı, bir başka deyişle, göç ve istihdam sorunlarını yerinde çözmeyi amaçlayan politik bir tercihtir.
The emerging changes in the economic, political, cultural, technological and environmental aspects in the last quarter of the 20th century have necessiated the revision of policies applied in the development of countries, thus requiring a multi-dimensional approach in the development of rural areas including several sectors like rural industry and rural tourism alongside agricultural development. As a matter of fact, the rural development is a political choice that aims to bring an optimum balance between the socio-cultural and econo¬mic differences of rural and urban areas while aiming to resolve problems of migration and employment of rural population.