Makale özeti ve diğer detaylar.
Atatürk'ün Türk kimliği, Türk kültürü ve Türk milleti ile ilgili uzak görüşlülüğü duygusallıktan uzak, akla dayalı ve temelde bilimsel gerçeklere göre oluşturulmuş ve bugün olduğu gibi ilerde de geçerliğini yitirmeyecek olan siyasetini meydana getirmiştir. Dış Türklere yönelik stratejik öngörüsünün temelinde dilde ve kültürde birlik siyaseti bulunmaktadır. Balkanlar, Kafkasya, Türkistan ve Sibirya'da yaşayan Türklerle ilgili dil, tarih ve kültür köprüsü oluşturmanın arayışına girmiştir. Bu politika ışığında Türk kültürü ve dili, tarihi, gelenek ve görenekleri ile ilgili çağdaş ve bilimsel araştırmalar yapılmasını isteyerek Türk kültürünün gelecek nesillere sağlam ve eksiksiz bir şekilde intikaline çalışmıştır. Bu uygulamaların Türk dünyasına aktarılması, ortak kültür değerlerinin gün yüzüne çıkarılması ve benimsenmesi ile birlikte kültür ve dil birliğinin gerçekleşeceğine inanmıştır.
Ataturk's far-sightedness about Turkish identity, Turkish culture and Turkish nation was away from sentimentalism but established based on rational and scientific facts that gave rise to today's politics which will never lose the validity in the future. The basis of a strategic prediction intended for the foreign Turks was the policy of language and culture alliance. He endeavored to create a bridge of language, history and culture related to the Turks living in the Balkans, the Caucasus, Turkestan and Siberia. In the light of this policy, a robust and substantial transfer of Turkish culture to next generations was fulfilled by requesting the contempo¬rary and scientific researches related to Turkish culture and language, history, customs and traditions. It was believed that the unity of culture and language would occur together with the transfer of these applications to the Turkish world, the reveal and the adoption of common culture values.