Makale özeti ve diğer detaylar.
Sovyetler Birliği'nin dağılması ile Türkiye'nin Orta Asya bölgesinde oynayabileceği rol ve perspektifleri değişmiştir. Bu, bir taraftan Ankara için bir yüzyıl kadar devam etmiş olan Sovyet/Rus tehlikesinin sona ermesi, diğer taraftan ise bölgede hızla değişen askeri-politik sürece daha etkin bir şekilde katılması anlamına gelmiştir. Türkiye'nin Orta Asya için önemli rol oynayacağı daha 1990'lı yıllardan itibaren hiç kimsede şüphe uyandırmıyordu. Türkiye'nin Orta Asya politikasında hem genel stratejik çıkarlar, hem de Türkiye'nin milli çıkarları, hem etnik, hem de dini etkenler kendini açık bir şekilde ortaya koymaktaydı. Sözkonusu bölge ile Türkiye'nin derin tarihi, kültürel, etnik ve dil birliği, bu ülke için büyük perspektifler ortaya koymaktaydı. Fakat Türkiye'nin Orta Asya'daki önemli rolü diğer büyük devletler - ilk başta ABD, Rusya ve İran, daha sonra Çin ve Hindistan tarafından kıskançlıkla karşılanmıştı. XXI. yüzyılın başlarında, özellikle de 2001 yılının 11 Eylül olaylarından sonra bu devletlerden her biri Orta Asya bölgesi ile ilgili olarak kendi konumunu netleştirmeye çalıştığından, Türkiye'nin bölgedeki yeri için de bazı tehlikeler meydana gelmiştir. Öncelikle 2000'lı yıllardan itibaren Rusya, Çin ve İran'ın bu bölgede yakınlaşma çabaları, bu ülkelerin Amerika ve Pakistan karşıtı tutumu açıkça ortadadır. Bununla ilgili olarak Orta Asya'da tekel oluşturma çalışan ABD'ye ve onun partnerlerine karşı stratejik "Rusya-Çin-İran" üçgeninin yaranması da mümkündür. Şanghay Beşlisi'nin kurulması da bunun tezahürü olarak görülebilir. Diğer taraftan isimleri zikredilen bu devletlerin her birinin "Büyük Oyun"da bağımsız hamleleri ve Avrasya'nın merkezi bölgesinde ayrı bir güç gibi kuvvetlenme politikası da mümkündür. Şüphesiz bu karmaşık uluslararası ortamda Orta Asya bölgesinde sağlam konumu korumak çok zordur. Bu anlamda Türkiye'yi son derece ciddi mücadele beklemektedir. Büyük devletlerin özellikle ABD, Rusya ve İran'ın bölge uğrundaki rekabetinin arttığı bir ortamda, Türkiye'nin Orta Asya cumhuriyetleri ile özel olarak düşünülmüş ilişkiler kurması zorunludur. Şöyle bir gerçeği dikkatten kaçırmamamız gerekmektedir: Sözkonusu devletler arasında, yalnız Türkiye'nin bölge devletleri ile etnik, dil ve din birliği bulunmaktadır. Bu yüzden Türkiye'nin daha etkin ilişkiler kurması ve bölgede güçlenmesi için şansının daha fazla olduğu söylenebilir. Buna ilaveten Türkiye'nin Orta Asya bölgesinde güçlenmesi yalnız kendisinin faydasına olan bir mesele değildir. Batılı devletlerden farklı olarak Türkiye, Avrasya'da barışın garantörü olarak daha büyük potansiyele sahiptir. Çünkü bu ülkenin politikası küresel oyunlardan uzaktır. Öyleyse, mevcut Avrasyacı stratejinin devam ettirilmesi durumunda Türkiye, Orta Asya'nın politik ve ekonomik gelişiminde rol oynayacak büyük güçlerden birine dönüşme perspektifine sahiptir.
At the result of the decline of the Soviet Union the role and perspectives of Turkey in Central Asia have changed. This was resulted with the end of Soviet danger, continued for the century, as well as joining to military-political processes of the region. The role of Turkey in Central Asia didn't cast doubt on anybody from the beginning of 1990s. It got into the agenda national interests of turkey, ethnic and religious approach in the Central Asian policy of Turkey. The history of the Turkish state, its cultural, ethnic and linguistic unity with above mentioned region created large perspectives for this state as well. The essential of Turkey in Central Asia confronted with jealousy by such states as the USA, Russia, Iran, China and India. Since the beginning of XXI century, speaking frankly after September 11, 2001 all these states did their best to accurate their policy, related to this region. Namely this formed some dangers for the regional policy of Turkey as well. Especially beginning from 2000, Russia, Iran and China attempted to approach to one another, and this was against America and Pakistan. According to this, it's obvious to create the Triple Alliance of "Russia-China-Iran" against the priority of the US and her allies. The establishment of Shank hay organization can be considered the sample of this alliance. Doubtless, to keep the healthy positions in Central Asia in such difficult circumstances is very vague and Turkey was waited for by struggle according to this situation. It is important to shape special determined relations with Central Asian countries in the context of struggle of the US, Russia and Iran for the region. Among these, above mentioned states, only Turkey has ethnic, linguistic and religious unity with the countries of the region. That's why Turkey has more chance to create tight relations as well. Meanwhile, the strength of Turkey in Central Asia doesn't only depend on her interests. Differing from Western countries Turkey can be the provider of safety in Eurasia, because the politics of this state is far from the global games as well. So, Turkey that continued the Eurasian strategy has chance to become the major power, playing in political and economic development of Central Asia.