Çevresiyle sürekli bilgi alış verişinde bulunan insan, uygarlık tarihinin başlangıcından buyana iletişim sağlamak amacıyla her an karşı karşıya bulunduğumuz görsel iletişim araçlarını yaratma çabasında olmuş ve birçok işaret kullanmıştır. Mağara döneminde duvarlara çizilen işlevsel resimlerden günümüze kadar süregelen ve iletişimi sağlayan araçlar çeşitli ihtiyaçlardan ortaya çıkmış ve günümüze ulaşmıştır. Günümüz insanları da toplumsal yaşam içinde gelişen teknolojik sistemlere ayak uydurmak ve evrensel düzeyde etkili iletişim sağlamak amacıyla işaret, piktogram ve sembollerden oluşan iletişim sistemleri geliştirmişlerdir. Bu iletişim sistemlerinde kullanılan görsel bildirişim simgeleri farklı kültürlerden insanların birbirlerini anlayabilmesi ve daha etkili iletişim kurarak yaşamlarını kolaylaştırması bakımından çok önemlidir. İnsanın algılama ve davranış biçimlerindeki ortak içgüdüsellik araştırıldığında insanların birçok olay, durum, renk ve biçim karşısında aynı algılama ve davranış özelliklerini gösterdiği söylenebilir. Bu bağlamda işaret, piktogram ve semboller, öğrenme sürecindeki