Makaleler     Dergiler     Kitaplar    

The Journal of Academic Social Science Studies (JASSS)

Yıl 2012 , Cilt 5 , Sayı 7

Makale özeti ve diğer detaylar.

Makale özeti
Başlık :

Dijital yerliler gerçekten yerli mi yoksa dijital melez mi?

Yazarlar :
Yazar kurumları :
Marmara Üniversitesi1
Görüntülenme :
706
DOI :
Özet Türkçe :

In  the  studies  made  by  Mark  Prensky,  individuals  are  classified  and  evaluated  according  to their technological abilities and skills into 2 group as “digital natives” or “digital immigrants” and since this time the subject has cantinued to be discussed. According to Prensky, those born before 1980 should be  classed  as  digital  immigrants  and  those  born  after  1980  are  classed  as  digital natives.  The  digital natives were literally born into a world of knowledge and technology. The most important characteristic of  digital  natives  is  that  not  only  do  they  perfom  more  than  one  function  on  a  single  device simultaneously. However, in Turkey, it can be seen that those born after 1980, whose ages are now 17 -25  and  who  are  university  students  do  not  behave  exactly  as  digital  natives.  It  can  be  observed  that university students have a hybrid character like the university libraries which offer bıth printed materials and digital materials together at the same time. In this study it was analyzed that whether the students  that study in the different faculties of Marmara University are digital natives or not. The questionnaire that formed the basis of this study was applied to 382 students  and their approach to accessing information was analysed. After the completion of the survey, a new category of “digital hybrids” was proposed; it is suggested that digital natives, who in the literature are described as those born after 1980, should in fact be defined as those born after the year  2000,  digital immigrants  should  be  defined  as  those  born  before  1970  and  yhose  between  from 1970-1999 should be described as digital hybrids. The  result  of  this  study  important  that  also,  rather  than  the  fashionable  approaches  in  the literature, we need to consider the needs and expectations of the users; digital natives, digital immigrants or digital hybrids and to adopt an evidence-based approach to service policy development.

Özet İngilizce :

Marc Prensky,  yaptığı çalışmalarda insanları, teknolojik  yeteneklerine ve  yetkinliklerine göre “dijital yerliler” ve “dijital göçmenler ” olarak 2 gruba ayırmış ve bu tarihten sonra bu konu ile ilgili tartışmalar güncelliğini hiç kaybetmemiştir. Prensky‟e  göre 1980 öncesi doğanlar dijital göçmen, 1980 sonrası  doğanlar  ise  dijital  yerli  sayılmalıdır.  Adeta  teknoloji  bilgisiyle  doğdukları  belirtilen  dijital yerlilerin en önemli özelliği aynı anda pek çok işi tek bir cihazla yapabilmeleridir. Ancak Türkiye‟de, 1980 sonrası doğan ve yaşları şu anda ortalama olarak 17 ile 25 arasında olan üniversite öğrencilerinin ne  tam  olarak  dijital  yerli ne  de  göçmen  gibi  davranmadıkları  görülmüştür.  Üniversite  öğrencilerinin, basılı  ile  dijital  yayınları  hâla  birlikte  hizmete  sunan  üniversite  kütüphane  yapıları  gibi  “melez”  bir davranış sergiledikleri görülmüştür. Bu çalışmada, Marmara Üniversitesi‟ne bağlı fakültelerde eğitim gören öğrencilerin dijital yerli mi, melez mi yoksa göçmen mi oldukları sorgulanacaktır. Çalışmada, 382 öğrenciye anket uygulanmış ve  onların  bilgi  edinme  yaklaşımları  analiz  edilmiştir.  Yapılan  çalışma  sonucunda  yeni  bir  kavram olarak “dijital melezler” önerilmiş; literatürde 1980 ve sonrası olarak belirlenen dijital yerlilerin doğum tarihinin milenyum çağı olan 2000 ve sonrası; dijital göçmenlerin doğum tarihinin 1970 öncesi ve dijital melezler olarak adlandırılacak grubun ise 1970 -1999 arası doğanlar olarak tanımlanması önerilmiştir. Bu çalışmadan çıkan sonuç, kullanıcıların  (dijital yerli / dijital göçmen / dijital melez) ihtiyaç ve  beklentilerini  dikkate  alarak  hizmet  sunmaya  çalışan  kütüphanelerin,  literatürde  yer  alan  moda yaklaşımlar  yerine  kanıta  dayalı  bir  anlayışla  hizmet  politikası  geliştirmesi  gerektiğini  ispatlaması açısından da önemlidir.

Tam metin (Türkçe) :
Paylaş :
Benzer Makaleler
Yorum Yap
  • Adınız :
  • Güvenlik Kodu :
  • Yorum :