Sanat da, tüm diğer yaşam unsurları gibi tarihsel süreç içinde gelişmiş, dönüşmüştür. Sanayi Devrimi öncesinde kırsal alanlarda geleneksel yapı içinde yaşayan insanların, toplumsal yaşamın bir parçası ve yaşamın işlevsel öğesi olarak ürettikleri sanat yapıtları, teknik gelişmeler, siyasal, ekonomik ve kültürel değişimlerle biçim ve anlayış değiştirmiş; sanatın biçimi ve içeriği de değişmiştir. Yeni akım ve tekniklerle ortaya çıkan modern biçem, insanların yaşamlarına, düşüncelerine, üretimlerine olduğu gibi, sanata da yeni bir nitelik kazandırmıştır. Sanatın düşünsel yaklaşımı modern çağın koşullarına göre biçimlenirken, içeriği ve rolü konusunda da kimilerine göre olumsuz dönüşümler olmuş sanatın alanı daralmıştır. On binlerce yıldır değişik toplumların yaşadığı Anadolu‟da da, yaşamın başat bir unsuru olan ve doğrudan yaşamın pratiğinin içinde yer alan sanat üretimleri, modern yaşamla birlikte daha dar alanlara çekilmiş, yaklaşımlar sığlaşmış; sanat basit bir tüketim malzemesine dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.